KALBEN ; ''Bir insan, bir insana elbette yeterdi.''




1.    6 Ay boyunca, Türk müziğinin kalbi Unkapanı'nda iş yaptın. Ve patronun "Sadece" şarkısını dinleyince, "Bu şarkı tutmaz" dedi. O anda neler hissettin? Hemen işi bıraktın mı?
Bana İstanbul'da yaşamak için bir kapı açtı Unkapanı'ndaki işim. Orada çok emektar insanlar var. Eski patronuma da selam yolluyorum, bir ihtimal denk gelir de okursa... O zamanlarda şarkımı bir büyüğe dinletebilmek bile öyle zorlayıcı bir hareketti ki, sonucunun hüsran olması fazla geldi ve işten ayrıldım kısa zaman sonra. 

2.    Bence, Gitar hayatının en özel parçası.
Çalıyorsun, söylüyorsun. Müziğini gitarınla yapıyorsun. Nasıl bir tat? Neden Gitar?
   Herkes gitar çalabilir (gülüşmeler) Gitar çalmakta iddialı olmadım ve sürekli müzik yaptığım son 2 senede biraz açıldığımı, daha iyi çaldığımı hissediyorum. Kimi zaman en sevdiklerimizden bile medet umacak halimiz olmuyor. Öyle zamanlarda gitar, ya da hangi enstrümanı tercih ediyorsanız, dost oluyor. 

3.    Senin meşhur hikayelerini dillendirdiğin, bir dostun var "GİTAR". Ama sen bir telini bile değiştirmiyor ve bakmıyorsun. Neden tembelsin? Hep mi böyleydin? Yoksa yoğunluktan mı?
      Tembelliğe bayılıyorum (gülüşmeler) Eski tellerin cızırtısını severim. Sanırım o cızırtı uğruna tel değiştirmeyi öğrenmedim bile. Gitarımı tamir edebiliyorum ancak tel takamıyorum. "Bu ne biçim hikaye böyle?" - Mazhar Alanson çalsın fonda.
4.    Kalben, müzik dışında bir çok işte yer almış. Hangi işleri yaptın? Hiç o tarafları özlüyor musun? Çok maceralı bir hayat yaşadın mı işten işe?
Senaryo yazarlığı, yardımcı oyunculuk, editörlük, sosyal medya direktörlüğü, çevirmenlik, yazarlık, organizasyon, sigortacılık, lojistik... Kendime meslek arayıp durdum. Emeğimin karşılığını alacağım, 7/24 düşünmek zorunda olmadan yaşayacağım, beni üzmeyen bir meslek... Her işimi sevdim, koşullar elverişli olmadığından devam etmemişimdir. İnsanlarla ya da mekanlarla sıkıntım olmadı pek. Maceralar da oldu tabi (gülüşmeler) Şimdi, o işlerde tanıştığım güzel insanlar kaldı bana. Hatıralar kaldı. 



5.    Şarkılarına dikkat ettiğimde, karşı da ki insan mesela ben, çok çabuk sahipleniyorum ve kendi hikayemle özdeşleştiriyorum. Sen şarkılarda yeri geliyor alay edip, dalga geçiyor bazen de Ti'ye alıyorsun. Hikayeler senin mi? Yoksa başkalarından mı besleniyorsun?
Hikayelerin içinde ben kimi zaman özne, kimi zaman anlatıcı oluyorum. Doğrudan kimseyi sömürmüyorum (gülüşmeler) İnsanlar korkularında, yalnızlıklarında, kendilerini kimi zaman küçük hissetmelerinde ve kaybolmak istemelerinde olduğu gibi sevgide, aşkta ve özgürlükte de benzeşiyorlar. Birbirimize benzediğimiz noktaları ortaya çıkarmak, beni insanlara yakınlaştırdı. Sizden de bunu duymak mutluluk verici.


6.    İnternetin yararlarına bin şükür! Sende sosyal ağların büyük bir keşfisin! Şunu sormak istedim, şuanda SoundCloud açtın ve muhteşem bir genç müzisyen, harika bir şarkıya rastladın. Ona gel, sana bir şeyler yapalım, bizimle çalış der misin?
Bunu daha önce yaptım zaten; ancak ben bir şeyler yapamadan başkaları yaptı (gülüşmeler) Öyle olması da herkes için daha hayırlı oldu. Bu yolculukta birilerine faydalı olmadan önce ortaya koyduğunuz ürünün renkleri netleşmeli. İyi niyetle ve tez canlılıkla tutamayacağım sözler vermekten imtina ediyorum artık. Dilediği gibi yaşamak isteyen tüm güzel kalpli insanların yolu açık olsun.


7.    Albümü yaparken, hiç ticari kaygılara ve matematiksel hesaplara girdin mi? Türk müziğinde strateji yapmak doğru mu? Bu konuda neler düşünüyorsun?
Rıza Abi'nin stüdyosundaki ilk günlerimizi hatırladım bu soruyla (Erekli-Tunç / Moda / Kadıköy) Menajerimiz olmaktan ötede ailemiz olan sevgili Engin Akıncı ile çalışmaya başladıktan sonra matematiğe hiç gerek kalmadı. Öyle doğru insanlarla buluşmamıza vesile oldu ki. İlk kez albüm kaydında şarkı söylemek, beni çok heyecanlandıran ve biraz korkutan bir deneyimdi. Hesap yapacak kafam yoktu yani (gülüşmeler) Çok fazla "ben" diye bağırmak, seneler sonra dinlediğimizde "tüh" dedirtecek hareketler yapmak istemedim. Her konserde başka türlü söylüyoruz şarkıları zaten. Bu, sadece bir versiyon. Şarkıların birçok versiyonu var internette. Şarkıların kendi dünyalarında büyümelerini izliyorum. Stratejimiz varsa, sevdiğimiz şeyi sevenlerle buluştururken emeği hiçe saymamak, efendi olmak ve yolumuzun sevgiden başladığını unutmamak olur bence.



8.    Bir gün seni, kameralar çekerken "Iyi Akşamlar Çocuklar, çok mersi" dediğini görebilecek miyiz? Işin magazin tarafını sana yakın mı? Ilgileniyor musun?
Ana akım medya tarafından destek görmek, bu sektörü ayakta tutan insanlarla tanışmak çok keyifli; çünkü müziğimizi severek geliyorlar. Evimizin önünde kameraların olacağını, arabamızın takip edileceğini falan hiç sanmıyorum. Zaten arabamız da yok (kendine gülmeler) Bize sıra gelene kadar öyle dev isimler var ki. Ama bir kerelik söylemeden edemeyeceğim: İyi akşamlar çocuklar, mersi! 


9.    Sevdiğin adamla evlendin yahu! Çok mutlu olun, yaşlanın birlikte. Bu aşktan ne şarkılar çıkmıştır! Sence aşk bir süre sonra bitip, sevgiye döner mi? Aşk nasıl ifade ediyorsun? Müzikle mi? Ne anlama geliyor Aşk?
Sevgili Berkant Ali İncesaraç ile bir yola çıktık, albümümüzü yaptık, konserler veriyoruz. O arada da hiçbir engele takılmadan birlikte olabilmek için evlendik. Fırtınalar, Taşikardi, Ömür Geçmez, Yol, Doya Doya, Sana Ne Oldu... Daha da sayabilirim ama durayım. İlk albüme sığdıramadığımız ve ikinci albüme kalanlar var... Aşk, kabullenmek, biri için daha iyi bir insan olma isteği, gün içinde moralinizi bozan o küçük böcekleri görmezden gelme gücü için savaşmak, inşa ettiğiniz yuvayı korumak için önlemler almak, sorumluluk almak, yalandan ve ihanetten kaçmak, şiirler ve şarkılar dökmek, nehir olup akmak... Çok fazla aşk var dünyada. Bizimki böyle. Eminim, her aşık aşkı kendince anlatıp durur. 
10. "Bir şiir söylemek, yalan söylemekten daha iyidir." diye bir sözün var. Yalan söylemek ya da yalanı hiç mi sevmiyorsun? Yalan söyler misin hiç?
Anneme babama yalan söylemişimdir. Ve kendime... Yalan, temiz niyetlerle söylendiğinde dahi, zarar veriyor. İçimizde kalanları söylememek, sessiz kalmak dahi zarar veriyor. Pasif agresif oyunlarımız, saklanmalarımız, kendimizi başka biri gibi yaşamalarımız, sahip olduğumuz eşyalar ve ortamlar tarafından ele geçirilmemiz... Sevmiyorum. Sevemiyorum. İstemiyorum. Yalan söylemek zorunda kalmayacağım insanlarla çevrelenmek için çalışıyorum. Müzik yaparken de yalan söylemiyorum. Daha kalabalık olmak istedim ve o yoldayız. Bir gün ufacık olmak istersem, onu da yaparız. Korkmamak gerekiyor yaşamaktan. Bunun için bazı günler kendimi omuzlarımdan tutup sallamam gerekiyor. 




11. Mabel Matiz'le harika bir düete imza attınız. Bostancı Gösteri Merkezi'nde olaydınız! Mabel Matiz'le müzik ilişkiniz nasıl, senin için ne ifade ediyor Mabel?
Mabel, kendi güneşi olan bir gezegen. Mabel bir şair. Şiirlerle dalga geçen zavallıların çağında, "ben" demeden kendi olmuş, özgürlük için şarkılarını kınlarından çıkarmış bir adam. Çok seviyorum Mabel'i. Bizim aile dostumuz olduğunu söylemek, kırmızı yanaklar eşliğinde gururlandırıyor. Diliyorum ki hayat ona her daim suretinden bile güzel hediyeler getirsin.

12. Kalben çok iyi bir müzisyen. Hiç şarkı alma teklifleri geldi mi? Kimle şarkılar vereceksin? Ya da birine hazırladığın şarkın var mı? Kim?
 Soru beni övüyor, utanıyorum. Teklifler değil, sohbetler var. İçimden gelirse, sevdiğim birinin sesinden sözlerimi duymak mutluluk verecektir.
13. Türk pop müziğinden biraz uzaksın, dinliyor musun? Kimleri beğeniyorsun Türk Pop dünyasında? Teklif gelse, pop müzik yapar mısın? "Cıstak cıstak"
Ane Brun de yapıyor o cıstak cıstakları, Adele de. Koskoca kadınlar yapıyorlar, ben kimim? (gülüşmeler) Doğru insanlarla bir arada olunca, ortaya çıkan şarkı satılık bir ürün değil, gönül macerası oluyor. Türk Pop dünyasında Mustafa Sandal, Ajda Pekkan, Nilüfer, Kayahan, Mabel Matiz, Mirkelam, Hande Yener, Sertab Erener gibi harika isimler var. Daha buraya yazamadığım kimler kimler var. Türk Pop müziği ile büyüdüm ben, elbette seviyorum. Pop sevmemek çok pis bir klişe olarak yansıyor bana. Toplumu görmezden gelen aydınların kebap yememesi gibi...
14. Ne komik kızsın! Ben seni radyoda bir sohbet programında dinlerken çok gülüyorum, sesinde çok hoş! Hiç radyo programı yapmayı düşünüyor musun?
Ya da sevenlerinle, daha yakın olmak için bir şeyler olacak mı konserler dışında?
Daha bugün Carpenter'ın "The Fog" filmindeki radyocu kadından ötürü gaza geldim (gülüşmeler) Kasabasını kurtarmak için kendini feda eden, çocuğunu bile unutan, işine aşık radyocu... Bu mesleğe gönlünü, kendini adamış insanlarla tanıştım albüm sonrasında. Best FM'de Yasemin Şefik, Karnaval ailesinden Lori, Ahmet Kamil, Banu... TRT ailesinden çok kıymetli radyocularla tanıştım. Onların yürüdüğü yolda yürümek isterim ama sadece müzikle bir yerlere geldiğim için değil, bizzat radyoya gönül ve zaman verdiğim için... Şu anda ilk albümü doya doya yaşamak istiyorum.



15. İbrahim Tatlıses'ten sonra "Haydi Söyle" yi bu kadar iyi söyleyen yok! Mütevazileğe de gerek yok bence. Nereden çıktı onu söylemek, klip çekecek misin? Şuan fenomen şarkılar arasında!
Klip çekmeyi düşünmüyoruz ancak sevenlerin kliplerine her zaman açığım. Sevdiğiniz insanlara "haydi söyle"yin bence. İçinizde kalmasın. 
16. "Çiçekçi" şarkın ne durumda? Yeni albüm ne zaman geliyor? Şarkıların hazır mı? Hemen bekletmeden yoksa bizle mi olacak?

 Bir kahkaha daha attım. Çok keyifli oluyor, teşekkür ederim. O şarkıyı da mı biliyorsun? (gülüşmeler) Çiçekçi, hala tamamlanmadı ya da tamamlandı ama kalın kafam almadı. Bekliyoruz karşılıklı, bakışıyoruz. İlk albüm çıkalı 6 ay oldu ve yeni albümü bekleyen sevenlerimizin olması harika bir haber. Bir doyamama, dahasını isteme hali... Ne güzel. Ancak, bu albüme döktüğümüz zamanı ve teri öksüz bırakamayız. Daha uzun bir yolumuz var. İkinci albümün şarkılarından çalıyorum bazen konserlerde, kafama estikçe. Belki konserlerde yakalarsın.

17. Rahmetli Müslüm Gürses'le düet yapma hayalin varmış. Peki onun bir şarkısına yeni bir soluk getirecek misin?
Cover proje var mı?
Cover proje var ancak çok sevgili Müslüm Gürses'ten değil. İlk albümde arabesk bir şarkıyı dönüştürdüğüm için hep o yolda ilerlemeyi, hazır tutmuşken ordan yürümeyi düşünmüyorum. İçimden geçen sesleri takip ediyorum. 


18. Sanatla iç içesin. Yazarlıkta var, Lulu'nun 2. Kitabı çıktı. Ama o işleri arka plana attın. Bir kırgınlığın varmış? Seni niye, kimler kırdı be Kalben?

İkinci kitabın çıktığını Twitter'dan öğrendim. Yani, insanların gerçek isimleri olmadan herkes hakkında sallayıp durdukları bir mecradan... Bence arayıp söylemek lazım, "kitabınız çıkıyor, bir görmek ister misiniz?" diye. Butik de olsanız, küçük ölçekli de olsanız, özenli ve dikkatli olabilirsiniz. Size kitaplarını, renklerini ve duygularını emanet eden yazarlara ve çizerlere daha iyi davranabilirsiniz. Lulu, anneme bir hediyeydi. Canım dostum Dilem Serbest sağ olsun, hediyeyi renklendirdi, canlandırdı. Şimdi yeni şeyler yazıyorum. Yazmak, her şeyden önce ve sonra, benimle. Çok şanslıyım ki, beni hiç yalnız bırakmayan, ben onu kırsam da beni kırmayan bir kalemim var.


19. Konserlerde, şakalar yapıyorsun ; şarkıların hikayelerini anlatıyorsun. Peki, konserine gelemeyenler, şarkılarının hikayelerini merak edenler nasıl öğrenecek? 
           Konserlere gelecekler (gülüşmeler) Bir insanın para biriktirmesi, bütçesinden ayırması, arkadaşına/ailesine/sevgilisine bilet alması ve de konsere gelmesi öyle özel ki. O sevginin karşılığını vermek istiyorum. Her konser, oradaki insanlarla değişiyor, dönüşüyor. Bir konseri alıp "her konserimiz aşağı yukarı böyledir" diye sunmak istemiyorum; çünkü her konser, dinleyicisi ile bir evren var ediyor. 
Elimden gelen, sevgili menajerimiz Engin Abi'mize sürekli, "Adana'ya, Mersin'e, Diyarbakır'a, Bergama'ya, Bandırma'ya, Bursa'ya, Eskişehir'e, Kıbrıs'a, Malatya'ya, Trabzon'a, Sivas'a, Samsun'a ve daha nice yerlere ne zaman gidiyoruz?" diye sormak. Bahsetmek dahi istemediğim koşullar sebebiyle yavaş ilerliyor gibi görünsek de aslında şu ana kadar iyi dolaştık. Daha iyisi de olacak ve en uzaklara kadar ulaşacağız. İnanıyorum. Böylelikle müziğimizi sevenlerle de konserlerde kucaklaşıyor olacağız.

20. Bir albümü 40 günde bitirmek! Büyük rekor. Beni şoka soktun! Bu hız nedendi?
Senden dolayı mı bu kadar çabuk çıktı?

Paramız o kadardı (gülüşmeler) Hali hazırda olan şarkıları, sade bir şekilde temizce kaydedip dinleyiciye hediye ettik. Tez canlı olmamın da payı vardır mutlaka; ancak esas olay ekibimiz. Haydar Onur Önder, Eray Demirsoy, Tolga Görsev, Mert Tunçmakas, Mert Kasap ve Berkant Ali İncesaraç ile çalışma şansına eriştiğim için her şey uzamadan, sünmeden oluverdi.

21. Çok teşekkürler, yüz kere bin kere! Son olarak senden, hayatında kendine hatırlattığın ve sevdiğin bir sözü bizimle paylaşır mısın?
Bir insan, bir insana elbette yeterdi.
En sevdiğim yazar Sabahattin Ali'den. 

Ben de kucak dolusu çiçek gönderiyorum.





Yorumlar

Popüler Yayınlar