GÖKHAN TEPE RÖPORTAJI | YAK ATEŞİNLE | POP BİZDE


BUGÜN KENDİMDEN MEMNUNSAM, 

BUNU  GEÇMİŞTEKİ 

TECRÜBELERİME

 BORÇLUYUM




• 1996 yılında ilk albümünüz ( Birinci dönem ), 2006 yılında “Yürü Yüreğim” albümünüz ( İkinci dönem ) ve en yeni albümünüz “Yaz 2018” ile üçüncü döneminizdesiniz. Geriye dönüp baktığınızda, birinci ve ikinci dönemdeki Gökhan’a neler demek istersiniz?

İlk dönem için her şeyi kafana takma derdim, sabırlı olmayı öğren derdim, 2. dönem için ise tebrik ederdim.

• Aldığınız müzik eğitiminden ve Türk müziğinin inceliklerinden faydalanarak “Araftayım” ve “Türkan” şarkılarını bestelemişsiniz. İki şarkı da, yıllar geçse de dinleyeceğimiz şarkılar oldu. Sormak istediğim şu, kalıcı ve iyi şarkılar yapabilmek için müzik eğitimi almak gerekiyor mu? 

Konservatuarlı olduğum Türk müziği eğitimi aldığım doğrudur ancak Türkan ve Araftayım şarkılarını eğitimden faydalanarak yapmadım. Onlar benim içgüdülerim, onlar benim duygularım, yıllardır biriktirmiş olduğum müzikal hislerim, kendi yolum kendi çizgim. Dolayısıyla ölümsüz eserler yapmak veya çok beğenilen besteler, şarkılar yaratabilmek için de illa çok büyük bir eğitim almış olmasına gerek yok kişinin, o içinden gelen bir şeydir fakat eğitim bunu tabii daha iyi yansıtabilmesi ve ifade edebilmesi için eğitim şarttır.

• Fark ettim ki, siz sahneye kendinizi değil müzik aşkınızı ve sanatınızı taşıyorsunuz. “Star” kavramını değil “müzisyen” kavramını fazlasıyla dolduruyorsunuz. Bu sizin tercihiniz mi oldu? Ego ve hırsın arınmış hali midir bu durum?

Sanat hayatım boyunca hiçbir şekilde egolarımla hareket etmedim, müzisyen kimliğim her daim ağır bastı. Müzisyen olmayı ve keyifle müzik yapmayı çok seviyorum sahnede de bunu müziği böyle yaşamayı tercih ediyorum. Ben oldum olası kendimi hep müzisyen hissetmişimdir, mesleğimin bu kısmını çok daha keyifli ve yaşanılır buluyorum.



• Bir röportajınızda “Tıklanma sayıları, şarkının kalitesini göstermez.” dediniz. Fakat, Türkiye’de halkın, organizatörlerin ve mekan sahiplerinin şarkının tutma kriterinin “tıklanma” olduğunu düşünüyorlar. Duygu ve samimiyet olmayan şarkıların bu denli ilgi göstermesi sizi üzüyor mu?

Bir şarkının milyonlarca kez tıklanmış olması illa kalitesi olmuş olduğu anlamına gelmiyor ama mekanların ve organizatörlerin tabii ki çoğunluğun seçtiğini ön plana almak zorundalar. Tabii nihayetinde herkesin beğenisine sonsuz saygım var.

• Yaptığınız bir şarkıyı, bir şarkıcıya verdiğinizde projenin sonuna kadar ilgileniyorsunuz, destekliyorsunuz. Okumalarından, aranjesine, stüdyo aşamalarına da müdahele ediyorsunuz. Bu sahipleniş, iş disiplini sizi yormuyor mu? 

İşimi çok seviyor ve severek yapıyorum. Mutlaka yorulduğumuz anlar oluyor ama sonuna gelmek ve sonunda istediğimiz sonucu alabilmek ve duyguyu çıkarabilmek bütün yorgunlukları unutturuyor. Tüm projelerde herkese elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyorum. Hem beste vererek devamında da okuma aşamasında da aranje aşamasında da elimden geleni yapıyorum. Bu beni yormaktan ziyade mutlu ediyor.



• Yeni albümünüzde “Kalbim Senin Olsun” şarkısına eşiniz vokaliyle ve enstrümanıyla eşlik etmiş. Bu şarkıyı kliple taçlandırıp, birlikte kamera karşısına geçmeyi düşünüyor musunuz? 

Neden olmasın çok isterim ama albümde diğer klip çekilecek şarkıların da bir sırası var  vaktimiz kalırsa ona da klip çekmeyi çok çok istiyorum.

• Bir “Gökhan Tepe Tarzı” var, kırmadan dökmeden, en samimi ve içten haliyle hikayelerini aktaran bir yorumcu. Bizi şaşırtır mı sonraki dönemde Gökhan Tepe? Bir TSM, Arabesk, THM proje albümleri yapmak ister mi? 

Halk müziğini de, arabeski de, sanat müziğini de çok seviyorum ileride bu türler de albümler yapmayı da çok istiyorum.


• En çok Ayla Çelik ve Şebnem Sungur’la çalışıyorsunuz. Bunun sebebi enerji ve kimya durumu mu? Her söz yazarıyla çalışabilir misiniz yoksa kurallarınız var mıdır?

Elbette başka söz yazarlarıyla çalışabilirim hatta çalışmışlığımda var ancak Şebnem ve Ayla’nın stili benim müziğime çok uydu ve böyle bir uyuşma söz konusu oldu ve sonrasında da ortaya çok güzel şarkılar çıktı. Sanıyorum birbirimizi çok iyi tanıdığımız ve çok iyi anlayabildiğimiz için aynı yönde düşünebiliyoruz bu da başarıyı getiriyor.



• “Beyaz”, “Araftayım”, “Türkan” şarkılarını siz de söyleseydiniz çok sevilir, çok beğenilirdi. Siz seslendirmek yerine başka isimlere vermeyi tercih ettiniz. Stüdyo aşamasında, şarkının finalinde hiç “keşke”, “ah ah” durumu olmuyor mu ya? Bu kadar iyi şarkıları verirken tereddütünüz olmuyor mu gerçekten?

Bestelemiş olduğum şarkıların çoğu solistini kendi buldu, herkes kısmetini yaşıyor. Araftayım ve Beyaz sevgili Ebru Gündeş’e nasip oldu, Türkan sevgili Demet Akalın’a nasip oldu. Benim kendime nasip olan şarkılarım da var, hiçbirini paylaşırken tereddüt etmedim, hepsi de çok başarılı oldular, tüm şarkılarım doğru isimler tarafından seslendirildi, en çok bundan mutluyum.

• Ben sizin müzik kariyerinizin birinci dönemine gitmek istiyorum. 1996’dan 2006’ya uzanan o 10 yıllık süreç. O arayış, benliğinizi bulma durumu o yıllar aralığında oldu sanıyorum. Eğer o yıllarda yaşadıklarınızı yaşamayıp, ilk çıktığınız andan her şey istediğiniz gibi olsaydı yine bugün aynı Gökhan Tepe olur muydu duruşuyla, tavrıyla? Yoksa bambaşka biri mi olurdu?

Beni ben yapan geçmişte yaşadıklarım, tüm tecrübelerim bugün ki beni oluşturdu o yüzden yola yine aynı ben ile başlamak isterdim, bugün kendimden memnunsam bunu geçmişteki tecrübelerime borçluyum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar