REYHAN KARACA RÖPORTAJI | ROMA | POP BİZDE

''HAYATIM BOYUNCA HEP SAVAŞÇI OLDUM VE SAVAŞAN TARAFTA OLDUM 

MÜZİK HAYATIMDA DA, 
ÖZEL HAYATIMDA DA''





• Evlilik fobinin olduğundan bahsetmişsin geçtiğimiz yıllarda. Hatta “Sevgilimin olmasını istemiyorum” diye açıklama da yapmışsın. Ama şarkılarında verdiğin mesajlar “Sobele aşk beni” “İçimde kelebekler uçuşuyor” son olarak “Roma” şarkında “Efsanesin, yok tarifin!” diye aşkı çağırıyor gibisin. Aşkı, şarkılarınla mı yaşıyorsun?

Tabi ki aşkı sadece şarkılarda yaşamıyorum. Sanatçı ruhuna sahip olduğum için aşkı çok derin ve inişli çıkışlı yaşıyorum. Ortada görünmemesinin sebebi kendi içimde yaşıyor olmam.. Ve medyatik ilişkiler içerisinde olmamam.. Ama inanın hayatımda birçok insandan daha çok inişli çıkışlı bir aşk grafiği oluyor genelde. Şarkılara bu kadar net yansımasının sebebi de budur.


• Koca 25 yıllık bir müzik kariyeri var, ReyhanKaraca markasında. Geçtiğimiz yıllarda tabi talihsiz olaylar yaşadın, derin kayıpların oldu ama 2015 senin için bir milat oldu bence. 2015’ten sonra işine dört kolla sarılan bir Reyhan vardı ve devam da ediyor sarılma durumu. Ne oldu da, neler yaşadın da işine sarılmak istedin?

Ben zaten işine dört elle sarılan bir insanım. Tabi ki sağlık problemleri olduğu için; öncesinde babamda yaşadım vefat olayını sonrasında 2010 yılında kardeşimi vefatıyla birlikte bir duraklama dönemi geçirdim ancak üretmeye devam ettim, göz önünde bulunmadım. 2014 yılında ''Sobe'' yle birlikte başlayan kariyer planlamasıyla yeniden bir doğuş oldu benim için. Bakacak olursak, birlikte çalıştığım Amerikalı ekip, yönetmenim Gökhan Özdemir, imaj danışmanım İsaac Angel'in birlikte kurguladıkları bir tabloydu bu. Çalışmamı ve kariyer planlamamı gönülden destekleyen bir isim de Samsun Demir'di. Kısacası çok emek sarf ettim, yaklaşık 8 ay işimle ilgili ( Kilo vermesinden, imaj çalışmasına, şarkının stüdyo aşamasına ) kadar. ''Ne oldu'' diye soruluyorsa, işimle ilgili aldığım kararlar ve kariyer planlamasının önüme getirdiği bir şeydi, çok da başarılı oldu.





• Gündemde kalmanın en güzel yolu “müzik yapmaktır” demişsin, çok da güzel demişsin ancak bizim ülkemizde bu pek söz konusu değil. Sende görüyorsundur. Magazin, polemikler, aşklar, kavgalar.. Aynı sektörde seninle aynı işi yapan ama müzikten çok magazinel figür olan tipleri görünce sinirlenmiyor musun?

Medya bizim işimizin bir parçası. Herkesin bir tercih hakkı vardır, ben tercih hakkımı saygıdan ve sevgiden yana kullandım. Sinir olma sorusuna şunu söylemek istiyorum sinir olmak değil, tercihlerim bu yönde değil. Tercihlerim bu yönde olsaydı farklı düşünebilirdim. O yüzden, benim için medyatik olmak; birilerine savrulmak ya da saydırmak değil işiyle gündeme gelen ve gerekli yerde konuşan insandır.


• 42 bedenden 36 bedene düşmüşsün. Çok fit görünüyorsun ve spora devam ediyorsun sanırım. Şunu merak ediyorum. Sahnede ve ekranda olan popüler bir kadın, fiziğine dikkat etmeli mi?  Kilolu ve çirkin bir kadın olup, sadece şarkılarıyla ve sesiyle var olabilir mi biri müzik dünyasında sence?

Evet, 42 bedenden 36 bedene düştüm ve bunu üzün sürede yaptım. Herhangi bir operasyon geçirmeden yaptım. ''Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır.'' Her zaman bu sözü savunurum. Spor yapmaya devam ediyorum haftanın 3 - 4 günü ve boks, plates yapıyorum. Spor benim için tıpkı müzik gibi bir yaşam biçimi. Zayıflamak ya da zaman geçirmek için yapmıyorum, vazgeçilmez bir parça spor. Yapmadığım zamanlarda kendimi çok kötü hissediyorum bu yüzden sahneme, fiziğime, ruh halime de yansıyor. Daima genç göründüğümü söyleyenlere cevabım ''Spor yapın!'' oluyor. O yüzden de sahnede ben, çirkin kadın değil de bakımsız kadın görmekten hoşlanmıyorum.


•  Ben çok merak ediyorum, yıllardır sahnelerdesin, şarkıların seviliyor dinleniyor. Reyhan Karaca iyi birikim yapabildi mi? Hayatını devam ettirebilmek için güzel yatırımlar yapabildi mi? Yoksa kazandıklarını hep işe mi yatırdı?

Kazandıklarımı işime yatırdım evet, yaşayacak kadar da birikimimi yaptım. Ancak standartlar içinde mi? Hayır çünkü işime fazlasıyla yatırım yaptım.




• Güçlü, savaşçı bir kadın görüyorum ekranda. Asla pes etmediğini de, azimli oluşunu da 2015’ten itibaren planlı ve hızlı şekilde projelerini yayınladığını anlayabiliyorum. Peki, savaştığın ve kaybettiğin şeyler oldu mu? Kafana koyup yapamadığın ya da pes ettiğin durumlar oldu mu? Neydi onlar?

Herkesin hayatında planlayıp da yapamadığı şeyler vardır, tabi benimde! Planladığım projeler, söylemek istediğim şarkılar vardı ancak gündeme getiremedim ve gerçekleştiremedim. Ya zamanı olmadı ya da anlaşmazlıklar yaşandı, o yüzden onları gerçekleştirmek isterdim. Ama bugüne kadar istediğim her şeyi de yaptım o yüzden de kendimle bundan dolayı gurur duyuyorum. Önümde bir çok engeller olmasına ve medyatik biri olmayı tercih etmememe rağmen bu zamana kadar çizdiğim grafik, beni çok tatmin eden ve gurur duymamı sağlayan bir sonuç oldu. Bundan sonra da her işimin ve projemin arkasında durmaya devam edeceğim.


• Sonbahar aylarında kendi yazdığın ve bestelediğin bir slow şarkıyla bizi selamlayacakmışsın duyumlarıma göre. Ben senin sesini slow şarkılara çok yakıştırıyorum. O şarkı için heyecanlı mısın? Klip, aranje, fotoğraflar planlar yapıldı mı?

Evet, hayatımda ilk kez yayınlayacağım kendi bestem diyebilirim. Bu şarkı, benim için duygusu, sözleri, melodisi, çıkma sebebi açısından çok özel. Sonbahara uygun bir şekilde nasıl bir düzenleme yapılabilir diye düşünüyoruz. Deep house mı yoksa akustik mi yapsak diyoruz! Kliple de ilgili düşüncelerimiz var. Eğer planladığım gibi olursa, yine bir hayalimi gerçekleştirmiş olacağım. Ama şarkı gerçekten çok enteresan!




•  90’lar jenerasyonundan pes edip, evlerinde oturmayı tercih eden ya da projeler yapıp istedikleri sonucu alamayıp vazgeçenler çok oldu. Sen o gruba hiç dahil olmadın, hep ürettin. Üreten gerçekten karlı çıkıyor mu bu durumdan? Yani memnun musun gidişattan, verdiğin kadar alıyor musun?

Doksanlarda ki arkadaşların bazıları gerçekten oturmayı tercih ediyorlar, bunu ben de anlamsız buluyorum. Hayatım boyunca hep savaşçı oldum ve savaşan tarafta oldum müzik hayatımda da özel hayatımda da. Ve savaşmaya da devam ediyorum! Üretmek, besteci olmak tabi ki farklı bir durum ancak şarkıcı olmak, şarkı söyleyen tarafta olmak çok daha başka bir durum. Bence çalışan; daima kazanır, gündem de kalır, kazanır, yeni şeyler üretir, yeni nesli yakalar. 20 sene önceki yaptığım şarkılar ve şu an da yaptığım şarkılar, yeni jenerasyon tarafından hala dinleniyor ve seviliyorsa demek ki bir şeyleri başarmışımdır. 


• Hande Yener’in ilk albümlerinde imaj çalışmasını yapan İsaac Angel’ın "Senin hak ettiğin yer burası değil, sana öyle bir iş yapacağız ki herkes konuşacak"
Ve böyle başlanmış, imaj çalışmalarına, tarz değişikliğine. Gençlere yönelik çalışmalar, soundlar yaptın, imajını değiştirdin. Bu değişikliğe ayak uydurmak, her proje de yeni bir vitrine girmek zor olmadı mı senin için?

Ben özel hayatında, hareketli - enerjik - dinamik bir insanım. Bu imaj çalışmasında benim içinde olan şeyler dışarı çıktı. Benim için asla zor olmadı, zaten o bendim! İçerideki çocuksu ve genç ruh, imajıma yansıdı ve devam da etti. Son 4 imajımız da üzerimde bu nedenle güzel durdu ve sevildi.




• Bizim sektör, büyük bir pasta aslında ama o pastayı 100 kişi yemesi gerekirken sadece 10 kişi yiyor ya da 10 kişinin yemesine sadece müsaade ediliyor. Sadece küçük bir halkaya hizmet edilmesinden, 10 kişinin o pastayı yemesi, seni kızdırmıyor mu? 

Sektörde doğru gitmeyen çok şey var. Değer yargılarımız değişti. Şarkıların ne kadar tutup, tutmadığını anlayamıyorsunuz; sosyal medyadan takip ettiğinizde. Başarılı olan şarkılar ve şarkıcılar, o pastadan paylarını yiyorlar ama hem başarısız olup, hem sosyal medya gücüyle  öne çıkmış bir sürü isim var. Bu yüzden, tam bu sorunun cevabını veremeyeceğim. Bence, herkes işinin hakkını vermeli. Sadece parayla ya da parasıyla bu işi yapanlar bir zaman sonra sıyrılacaklar diye düşünüyorum!


• Bir röportajında, kariyer olarak çok dibe battığın zamanlar olduğundan bahsetmişsin. O zamanlar senin için nasıldı? O zamanlarda en çok neler için gözyaşı akıttın, neler için pişmanlıklar duydun?


Hayır, ben kariyer olarak dibe battığımdan bahsetmedim hiçbir röportajımda. Yazıldıysa eğer yanlış yazılmıştır. Ben işimde patladığım dönemlerdeki popüleritemi yakalayamadığım zamanlar oldu dedim. O dönemlerde de sağlık problemleriyle uğraştığım dönemlerdi. Ama  bu zamana kadar istemediğim hiçbir şeyi yapmadım. Dediğim gibi yaptığım her işin müzikal olarak arkasındayım ancak promosyon olarak çok fazla üstüne eğilmediğim zamanlar oldu. O dönemlerde ne düşünüyordum? O dönemlerde sadece kardeşimin sağlığını düşünüyordum başka hiçbir şeyi düşünemiyordum. Ama hiçbir zaman da işimin peşini bırakmadım, hastanede bile yaptığım işlerle ilgileniyordum.




Yorumlar

Popüler Yayınlar