MUSTAFA CECELİ RÖPORTAJI | POP BİZDE STYLE

BİR SANATÇININ SEVİLMESİNİN ASIL NEDENİ DİNLEYİCİLERİNDE GİZLİDİR



1. Aslında Türkiye'de erkek popçular için evlilik büyük bir risk. Hem evli, hem aile babası hem de çok başarılı bir sanatçı. Bu kadar sevilmenizin, benimsenmenizin sırrı ne?

 Bir sanatçının sevilmesinin asıl nedeni dinleyicilerinde gizlidir. Geriye dönüp baktığımda şarkılardan ve samimiyetten oluşan bir köprü olduğunu görüyorum. Samimiyet diyorum çünkü eşimi gizlemedim, evliliğimi gizlemedim, çocuğumu gizlemedim. Hatta ‘Albümün çıkacak oğlum niye evleniyorsun?’ diyen onlarca insana da sırtımı döndüm. Evlenmenin başarıya köstek değil, destek olduğuna inanıyorum. Sokakta yürürken kara gözlüklerin ardına saklanmayan, biri görüp ‘Bak Mustafa Ceceli’ dediğinde, kafamı çevirip selam veren bir profilim var. Çünkü içimden böyle geliyor. Sosyal hayatımı, aile yaşantımı ve iş hayatımı birbirine karıştırmadan bir denge kurmaya çalışıyorum.

2. Pop dünyasında rekabet vardır, siz rakiplerinizin albümlerindeki şarkılara da imza atıyorsunuz. Farklı bir duygu değil mi?

2003 yılında aranjör olarak mesleğe başladım ve tam anlamıyla işin mutfağında yetiştim. Sezen Aksu, Ozan Doğulu gibi isimlerin yanında öncelikle olgunluğu ve bir fikre nasıl katkıda bulunulur, fikir nasıl geliştirilir, bunları öğrendim. Dolayısıyla albüm yaptığım zamana kadar zaten müzik dünyasında ki çoğu isimle çalışmıştım. Ajda Pekkan, Kenan Doğulu, Nilüfer, Sezen Aksu, Tarkan gibi isimlerle çalıştığınız zaman egoları alınmış bir ortamda yetişiyorsunuz. Çalıştığım bütün sanatçı arkadaşlarım aynı zamanda benim dostlarım oldular. İleride bir aranjörün şarkı söylemesi onlara rakip olacağım anlamına geliyordu ama bizde rekabetten önce dostluk geliyor. Biz sadece müzik marketlerin raflarında rakibiz.
3. ''Zincirimi Kırdı Aşk'' albümünde çok zayıf, çok fit bir Mustafa Ceceli var. Geçtiğimiz senelerde ki fotoğrafları görünce neler hissediyorsun?

 Eski fotoğrafları görmek istemiyorum, arada dağlar kadar fark var. Kilo olarak ciddi bir fark yok,. 7 kg yağ yaktım , üzerine kas aldım ve sonuçta içimden başka biri çıktı. Profesyonel olarak bir diyetisyen ve spor eğitmeninden yardım alarak bu kiloları verdim. Doğru beslenerek ve doğru antrenman yaparak bu hale geldim. Bakmayın, bana  ‘Romantik Şarkıların Prensi’ diyorsunuz ama aslında çok hiperaktif bir insanım. Sahnede ki duruşumdan, ses performansıma kadar çok büyük katkısı oldu bu durumun. Bir gün crossfit, bir gün kickboks ve bir günde ağırlık antrenmanı yapıyorum. Yağmur çamur demeden de hafta da bir gün 6 km koşu yapıyorum.



4. İrem Derici'yle ''Kıymetlim'' şarkısında düet yaptınız. Şuanda tüm listelerde zirveye yerleşti. İş arkadaşlığı dışında çokta iyi iki dost. Genelde ''Sanat camiasından dost olunmaz.'' derler. İnanıyor musunuz bu söze?

İrem benim gerçekten kıymetlim. Ben ona ‘Bacım’ derim, o da bana ‘Hacım’ der. Parçanın listelerde bir numaraya çıkması ve ilk günlerde izlenmesinin milyonları bulması bizi çok mutlu etti. Sanat camiasında dost edinilmez diye bir cümle ben hayatımda duymadım. Tabi bunu söyleyenlerin de bir kuyruk acısı vardır. Ama zaten yeterince küçülmüş olan müzik endüstrisinde birbirimize köstek olmaktan çok destek olmamız gerekiyor. Bu yüzden düet projelerin artmasında fayda oluğunu düşünüyorum. Tüm dünyaya bakın ‘Featuring’lerden yer yerinden oynuyor. Egoları evde bırakıp gelmemiz gereken bir dönem bu dönem.

 5. ''Unutamam'' dan ''Zincirimi Kırdı Aşk'' a 10 yıl. İlk çıktığınız günden, bu zamana değişen en büyük şey ne oldu? Ya da neler değişti?

Bir kere benim solistliğim değişti. Daha önce zirvede ki bir çok sanatçıyla daha önce çalışmış olmasına rağmen, sahnede ürkek, elini, kolunu nereye koyması gerektiğini bilmeyen bir Mustafa Ceceli vardı. Değişmeyen bir şey varsa oda beni şu anda nasıl görüyorsanız o zaman da aynıydım işte.

 6. Sosyal medyada yazılanları dikkate alıyor musun? Sizinle de çok uğraşanlar oldu. Yeri geldi bir yanıtta verdiniz. İftiralar, kötü yorumlar Mustafa Ceceli'yi ne kadar etkiliyor?

Eskiden sosyal medyada yazılanları çok dikkate alır hatta yazılanlara içerlerdim. Kendime ‘bunu içerleyen sadece ben miyim?’ diye sorardım. Geçtiğimiz sene Taylor Swift konserine gittim. Taylor Swift sahnede ‘Beni bu sene en çok üzen şey, sosyal medyada ki binlerce güzel yorumun arasında yazılan bazı kötü yorumlar. Keşke onlar da olmasaydı.’ dediğinde ben de kendime dedim ki, ‘Dünyanın en büyük sanatçısı bile bunlara içerliyorsa, benim de içerlemek hakkım olabilir’. Ancak şu anda hiç içerlemiyorum. Çünkü sosyal medyada artık amacından çıktı. Açık sözlülüğün patavatsızlıkla karıştığı bir ortam var. 




7. Albümde öyle bir şarkı var ki ''Peşindeyim''. Ajda Pekkan'la nasıl bir araya geldiniz? Bu şarkının hikayesini anlatır mısınız?

Ajda Pekkan, tanıyıp tanıyabileceğiniz en şeker, en tatlı, en profesyonel ve en egosu alınmış insanlardan biri. Düşünün ki o kariyere, bunca yıllık emeğe karşı, bir çocuk gelecek ve ‘Ben yeni bir albüm yaptım, gelin Harbiye Açık Hava’da beraber sahne alalım, albümde de düet yapalım.’ diyecek ve o bu teklifi kabul edecek. Ondan da çok şey öğrendim. Şimdi insanların ‘Avrupa’ya aşılalım, Dünya’ya açılalım.’ diye kendini paraladığı yıllardayız. O ise zaten 70’lerde Fransızca albümünü yapmış ve Paris sokaklarında ona çok güzel özgüler yağdıran, onunla konuşmaya can atan insanlar olmuş. Onunla tarihe bir belge bıraktığım için çok şanslıyım, kıymetini de çok iyi biliyorum.

8. Kardeşiniz Sinan Ceceli'de müzisyen. Ve onunda yeni albümü çıktı. Onu nasıl buluyorsunuz? Genelde iki kardeş aynı işi yapıyorsa hep kıyaslanır. Bu ikiniz içinde zor değil mi?

Kıyaslanacağımızı düşünmüyorum, çünkü Sinan bir prodüktör-dj albümü hazırladı. Prodüksiyon kabiliyetini, besteci tarafını hatta bir parçada da solist yanını ortaya koydu. Murat Boz’a ‘Özledim’ şarkısını düzenlediğinde sanırım 18’li yaşlarındaydı. Dolayısıyla benden çok daha önce mesleğe başlamış ve Sertap Erener ve Aşkın Nur Yengi gibi çok önemli isimlere aranjmanlar yapmış biri. Benim de albümde iki tane söz-bestem var, hayatımda ilk kez söz-beste yaptım. Bir tanesini kardeşim söylüyor, şarkının adı da ’Söyle’ zaten, benim seslendirdiğim şarkının adı da ‘Aşığız’. İtunes’ta çıktığı günden itibaren bir numaraya çıktı. Onun için tek bir temennim var, benden çok daha başarılı olsun.




9. Oğlunuz Arın'da müziğe oldukça meraklı. İleri ki yıllarda o da müzisyen olabilir mi? Stüdyonuz da evinizde, sürekli evde müzik var galiba?

Evde sürekli müzik var ve bundan en çok muzdarip olan eşim Sinem. Çünkü evde sürekli gürültü yapıyorum. Bu durumdan en çok mutlu olan da oğlumuz Arın. Onun için bir oyun parkı gibi. Bir o enstrümanı çalıyor bir diğerini. Bununla beraber piyano dersi alıyor 6 aydır. ‘Armut dibine düşer.’ önemli bir atasözüdür ama onun kendi yeteneklerini keşfetmesi ve ona göre bir kariye planlaması yapmasını tercih ederim. Onun ülkesine ve dünyaya faydalı bir birey olabilmesi, müzisyen olmasından önce geliyor.

10. Çok teşekkürler, Almanya Vitrin Dergisi okuyucularına neler demek istersiniz?

Biz her yerde göğsümüzü kabartarak Türk olduğumuzu söylemeye ve bununla övünmeye devam ediyor olacağız. Bizi tanıdıkları gibi Avrupa’ya zulüm getiren değil, huzuru, şefkati, mutluluğu, hoş görüyü getiren insanlar olarak bilinmeliyiz. Avrupa’nın ve Almanya’nın neredeyse her yerinde konserler yaptım, gördüğüm ilgiden dolayı Almanya’da ki tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum. Bahar aylarında onlarla sıkça görüşeceğiz. Etkinlik takvimimizi ‘mustafaceceli.com’dan takip edebilirler. Çünkü şehirlerine geldiğimde onlarla göz göze gelmek için sabırsızlanıyorum. Röportajı okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar