EMİR ERSOY RÖPORTAJI #Rockuba | POP BİZDE



''KEŞKE, HERKES BENİM KADAR ŞANSLI OLSA, İŞİNE VE MESLEĞİNE AŞIK OLSA''



1. Cem Yılmaz'dan Farah Zeynep Abdullah'a önemli isimlerin, önemli şarkıların yer aldığı bir albüme imza attın. 1.5 yıllık uzun bir çalışmanın sonunda sunduğun albüm sana neler getirdi? Sonuçtan objektif şekilde yorumlamanı istesem memnun musun?

Gerçekten uzun süren bir proje oldu. .Süreç sadece size bağlı olmuyor bu tip albümlerde. Oyuncu arkadaşlarımın set programları, çekimleri vs. bir sürü faktör var süreci uzatan ama yine de planladığımız sürede bitirdik albümü. Bu albümün bana getirdiği en büyük şey manevi haz. Ben kendi albümlerimde ticari kaygı, ticari saygı gibi şeyler beklemem. Sevdiğim, aşık olduğum şeyi yaparım ve insanlara sunarım. Sanatta böyle bir şeydir zaten. Ama tabi ki yaptığı iş beğenildiğinde ayrı bir gurur duyuyor insan yaptığı işle. Ben zaten kendi grubumla konserler veriyordum, şimdi bu proje sayesinde daha çok dinleyiciye ulaşıp daha çok konser verdiğim de bir gerçek.

2. Son yıllarda alternatif müzik çok ön plana çıktı bence. Bunun sebebi sence ne? İnsanlar ''cıstak cıstak'' kulüp müziklerinden sıkıldılar mı?

Kesinlikle !!! Bir de müziğin gerçek tüketicisi lise ve üniversite gençliği. Konsere giden, grupların tişörtlerini, albümlerini satın alan kitlenin çoğunluğu gençlerden oluşuyor. O gençlik, bahsettiğin cıstak müzikten bıkmış durumdaydı. Kısır bir döngü, aynı altyapılar, aynı melodiler, aynı sözler, aynı ritimler vs. Şimdi o kadar güzel alternatif müzik yapan gruplar çıktı ki gençlik kendi aradığı, yaşadığı, hissettiği şeyleri buldu o gruplarda. Basitlik, farklı soundlar, farklı sözler, farklı ritimler. Bu yüzden de bu değişim gerçekleşmeye başladı. Ama tüm dünyada geçerli bir şey var ki her 20 yılda bir belli müzik türleri moda oluyor sonra démodé oluyor sonra tekrar moda oluyor. Kaçınılmaz son galiba bu döngü. 




3. Bu albümde çok büyük isimler var. Ve hiç biriyle samimiyetin yoktu, hepsini bir araya getirmek eminim ki çok zor olmuştur. En büyük korkun ise sanatçıların ego çatışmasıymış. O egoyu en çok kimde bekliyordun ve en çok seni kim şaşırttı, yanılttı?


Sorular git gide zorlaşmaya, ağızdan bir şeyler almaya çalışmaya başladı :) Evet isimlerin hepsi çok özel, çok değerli. Açıkçası bu isimlerle iletişime geçerken bana ne cevap vereceklerini bilmiyordum. Daha önce yaptığım albümleri bilenler de oldu, bilmeyenlerde ama hepsi nasıl bir projeye “evet” dediklerini eminim çok iyi biliyorlardı. Yoksa bu isimleri bir projede bir araya getirmek gerçekten zor iş. Ego çatışması olacağına çok ihtimal vermemiştim açıkçası ama insane bazen düşünmeden alamıyor kendini. Acaba x bir oyuncu acaba içinde yer alacağı projedeki diğer oyuncularla bir sorun yaşar mı, başka bir oyuncu yüzünden projeye dahil olmak istemez mi diye. Neyse ki hiç böyle bir şeyle karşılaşmadık. Herkes son derece uyumlu ve ılımlıydı. Çünkü birleştirici güç MÜZİK için bir aradaydık. Sanırım her şeyin üstesinden gelen şey sevgi; “Sanat sevgisi” ve samimiyet.


4. Albüme baktığımda oyuncular var. Gonca Vuslateri, Doğa Rutkay, Farah Zeynep. Düşünsene, şarkıcıyım diye yıllardır album yapanlardan çok daha profesyoneller ve çok daha iyi yorumcular. Bu ironiyi nasıl değerlendiriyorsun?

Aslında oyuncuların hepsi okulda şan eğitimi, müzik eğitimi alıyor. Bir çoğu Türkiye’de bu yeteneğini sergileyecek alan bulamadığı için kendini gösteremiyor. En basit örneği yeteri kadar müzikal olmaması.
Bazı oyuncular gerçekten inanılmaz yetenekliler. İşte bu yüzden şarkı söylediklerinde de bu yetenekleri gün yüzüne çıkıyor. Tabi ki ülkede herkes albüm çıkarma hakkına sahip olduğu için yeteneksizce
şarkı söyleyenleri gördüğümüzde bu nasıl bir ironi diyoruz. İşini iyi yapan herkese saygı duymak lazım ve insanların işlerini iyi yapabilmeleri için onlara şans vermek lazım.

5. Bu yılın en farklı projelerinden birine imza attın. Ödül beklentisine hiç girdin mi?Ya da bu proje mutlaka ödül almalı diyor musun? 

İnsan güzel ve farklı bir proje yaptığında beğenilip alkışlanıyorsa gururu okşanıyordur. Pek tabi ki de başarının her türünü içinden geçiriyordur.Buna ödüller de dahil.Ama ben şunu anladım ki bu ülkede EN İYİ …. ÖDÜLÜ  halk oylamasıyla veriliyorsa o ödülün adı EN İYİ ….. ÖDÜLÜ değil EN POPÜLER ….ÖDÜLÜ dür. Orda ki oyuncunun ya da senaristin ya da şarkıcının en iyi olduğuna bence özel jüri karar vermeil.Halk oylaması bazı kategorlierde 2. Planda kalmalı. Çok popüler oldukları için ödül alanla çok ünlü olanı karıştırmamak lazım. Her ünlü olan EN İYİ anlamına gelmiyor.





6. Yurt dışında müzik yapan biri olarak Emir Ersoy'a soruyorum. Türkiye'de mi yoksa yurt dışında mı müzik yapmak daha zor? Aradaki farklar neler?

Yurt dışında müzisyenlik ve müzik ön planda. Türkiye de ise şarkıcılık ön planda. Yurt dışında insanlar müziğe bütün olarak bakıyor.Tüm enstrümanlara, sololara vs. Burada ise neredeyse şarkıcıdan başka bir şeye dikkat edilmiyor. Neyse ki alternatif gruplarımız arttı da dinleyici de ona göre şekillenmeye başladı. Aslında çok farklı türleri barındırıyoruz bu topraklarda ama insanlara yeteri kadar çok alternatif müzikler sunulmuyordu. Yeni yeni bu farklılıklar çoğalmaya başladı ve insanlar da müziğe olan bakış açılarını değiştirmeye başladı. Bence gitgide müzikal kulağı gelişmekte olan bir toplum olma yolunda ilerliyoruz.




7. Metin Ersoy'un oğlu olmak büyük gurur olsa gerek. Müziğin içine doğmuş olman mı senin müziğin peşinden koşmanı sağladı?

Evet öyle. Hatta kelimelerle tarif edilemez bir duygu. Düşünsenize adamın biri ülkede popüler müzik denen şey ortada yokken gidiyor, Kore de askerliğini yaparken Karayip müziklerini duyup öğreniyor ve ben bu müziği Türkiye de icra edeceğim diyor. Geliyor ve başlıyor bu şarkıları söylemeye. Bir kaç arkadaşı da aynı şekilde yabancı parçaları söylemeye başlıyor ve ülkede popüler müziğin temelleri atılıyor. Siz bu insanlarla gurur duymaz mısınız? Hele bir de bunlardan birisi babanızsa…Sene 1960 elinde mızrak, gömlek düğmeleri sonuna kadar açık, masaların üstünde şov yapıp şarkı söyleyen bir sanatçı. Vay be...Düşündükçe bile tüylerim diken diken oluyor. Bu insanlar müzik devrimi yapmışlar resmen.

Ben doğduğum gün babam eve piyano almış. Evde zaten pikap var ve sürekli klasik, caz, Latin müzikler çalıyor. Böyle bir çocukluk geçirdim. O müzikler hep kulaklarımdaydı. Ben caz ve Latin müziğini kendime çok yakın buldum ve aşık oldum. Hiç bitmeyecek karşılıksız bir aşk. Keşke herkes benim kadar şanslı olsa ve işine, mesleğine aşık olsa. Tek bir dilek hakkım olsa eminim bunu dilerdim Tanrı'dan.




8. Genelde bu tarz albümler yapılırken, çok ciddi zorluklar yaşanır. Kimisinin başkasına sözü vardır, kimisinin yeni projesi çıkıyordur vs. Senin diğerlerinden nasıl bir farkın vardı, teklifini reddedemediler?

Evet ama bu tip durumlar aynı sektörde bulunanlar için daha çok geçerli oluyor. Bir oyuncu sinema filmi çekiyorsa başka bir filme gidemiyor ya da bir şarkıcı x bir proje albümünde şarkı söylüyorsa ya da kendi albümünü çıkartıp promosyonuna hazırlanıyorsa başka bir projede yer almak istemiyor ve bu tip problemler ortaya çıkıyor. Benim projem tamamen oyuncuların şarkı söylemesi üzerine kurgulandığı için kimseyi etkileyen bir durum olmadı. Sadece set programları yüzünden ufak tefek sarkmalar oldu o kadar. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum ki onlara reddedemeyecekleri bir teklif sundum :) Sevdiğimiz, kült olmuş rock şarkılarının Latin versiyonlarını seslendirmek. Gerçekten de oyuncular şarkı söylemeyi çok seviyor. Aslında yaptığım şey Onları başka bir dünyaya sokup keyif aldıkları başka bir yönleriyle benimle birlikte olmalarını istemekti.


9. Sanırım proje albümleri yapmaya devam edeceksin. Ve bu sefer 'rap' tarzını bizlerle buluşturacaksın. Peki yeni albümünde çalışmak istediğin isimler kimler? Hayalinde kimler var?


Proje albümleri olabilir de olmayabilir de. Şu an için arşivlik 3 tane proje albümüm var. Ajda Pekkan’dan Cem Yılmaz’a kadar dev isimlerle dolu. Belki yeni bestelerden oluşan ve rap öğeleri barındıran, yeni isimlerin seslendireceği şarkılardan oluşan bir albüme öncelik tanıyabilirim. Kimbilir... Rap çok seviyorum. Güzel bir enerjisi var. Latin müziği ile birleştiğinde yüksek bir voltaja sahip olacağından eminim ve mutlaka denemek istiyorum.
Hayalimde çalışmak istediğim yabancı şarkıcı ve oyuncular var. Olur mu bilmem ama Marc Anthony, Hugh Jackman,Bruce Willis gibi…

10. Çok teşekkürler, son olarak hayat motto'nu öğrenmek istiyorum. Emir Ersoy'un mottosu ne?

Benim için önemli olan şey ne için yaşadığın, neye gönül verdiğin ve nasıl yaşadığındır. Ben işine aşık biriyim. Aşk ve sevginin her şeyin üstesinden geleceğine inanıyorum.

Yorumlar

Popüler Yayınlar