SONER ARICA RÖPORTAJI | POP BİZDE


BENİM İÇİN MÜZİKLE İÇ İÇE OLMAK ZORUNLULUK DEĞİL, BİR YAŞAM BİÇİMİ




1. Çok merak ediyorum, yaklaşık 12 senedir aynı sahnede, aynı mekanda her hafta sahne almak, tercih edilmek nasıl bir duygu? Bunca yıl neden Soner Arıca? Alternatifin mi yok? 

Herkesin alternatifi vardır ama sanırım bir durumla mutluysanız alternatif aramazsınız, ben bu iletişimin sürekliliği için çok doğru biriyim, sahnelerde en iyi benim demiyorum ama sahnelerde kesinlikle en iyi olanlardan biriyim, elbette beni izleyip beğenmeyenler de olmuştur ama büyük yüzdelerle mutlu ayrılıyoruz sahne etkinliklerinden, müzik ve sahneden söz ettiğimizde benim adanmışlığım hissediliyor sanırım, asıl etkiyi büyüten de bu bence.

2. O meşhur 'Mankenlikten şarkıcılığa geçiş' ten nasibini sende aldın. Petek Dinçöz, Demet Akalın, Ayşe Hatun Önal da çok eleştirilmişti ve insanlar başta kabullenememişti. Aynı problemi sende yaşadın mı? Çok eleştirilmiş miydin?

Bu geçişi yapanlar arasında müzikle anılan ve kabul gören ilk kişiyim sanırım, eleştiri değil de kabul görme aşaması biraz ön yargılı olabiliyor bu durumlarda biraz oldu da ama çok büyük bir avantajım vardı: söylediğim şarkıların çoğunun sözü ve müziğinde imzam var Ayşe Hatun da yazıyor ve gayet ilginç şeyler yazıyor, bir de şuna açıklık getirmek lazım ; bu konu geçtiğinde adı geçen çok kişi, fuar ya da açılışlarda  bir tür hosteslik  görevi yapan kişiler, hepsine mankenlikten geçti dediğimizde gerçek mankenlere haksızlık ediliyor.


3. 90'lardan gelen jenerasyondan en çok üreten isimlerin başındasın. Çok sık üretiyorsun. Bazılarının üretim yapmamalarının sebebi de geri dönüş almamaları, para kazanamamaları. Sen geri dönüş alıyor musun? Sürekli üretmek, ekonomik durumuna zarar verdi mi?

Sadece ben değilim üretim halinde olan; Tarkan, Mustafa Sandal, Kenan Doğulu, Serdar Ortaç, Gülşen ilk aklıma gelenler onlar da üretim halindeler ki insanların yaptıkları şeyi niye yaptıkları da çok önemli oluyor bu konuda, benim için müzikle iç içe olmak bir seçim ya da zorunluluk değil bir yaşam biçimi ruhsal bir ihtiyaç, yani mesele ekonomi kısmına gelemiyor ve açıkça bu aklıma bile gelmiyor ama sanırım şarkı yazıyor olmam bu yolculuğu çok kolaylaştırıyor. En önemlisi, yapılan işleri takdir ederek takip ederken bana sorulmasa gerçekten hangi şarkımın ne kadar geri dönüş aldığıyla ilgilenmiyorum. Sadece istatistik açısından belki gerekli, o da kendi çalışmalarım arasındaki istatistik, dışarıdakilerin bazıları için şaibeler var ne kadar doğru bilemem ama bunu da düşünerek zaman kaybedemem.



4. Genelde şu tarz yorumlar okuyorum sanatçılarla ilgili. 'Ya bu adam yaşıyor mu hâla?' ya da 'Ya bu kadın yaşıyor mu hâla?' Sana da böyle yorumlar geldiğini biliyorum. Seni üzüyor mu bu yorumlar?

Bireysel olarak çok üzülmüyorum çünkü başka dilde hayatı öğrenmiş birinin yorumu olabilir bu, aslında bu biçimde dışa vurum; içsel olarak yaptıkları işlerle değer görmeme, ilerleyen zamanlarda anılamama korkularını açığa çıkarıyor. onların da suçu yok hayat herkesi değersizleştirmeye başladı, birine bunu ya da buna benzer şeyler yazmazsa hiç ilgi göremeyeceğini biliyor ya da öyle ruhsal taciz edilmiş evde okulda…‘Yaşıyor mu’ diye merak ettikleri kişiyi google’a sormayıp böyle yazarak alay ediyorum zanneden kişinin durumu tabi ki patolojik.. Allah onlara başkaları tarafından değer görme konusunda yardım etsin..

5. Gençlerden daha fazla üretiyorsun valla. Neden bu kadar sık üretiyorsun? Hiç kaygıların, korkuların olmuyor mu? Ya tutmazsa, ya sevilmezse diye? Bu kadar hızlı gitmek sana göre iyi mi?

Biraz önce de söyledim asıl kaygım müzikle iç içe olamamak olur, söylemek de şart değil ama şarkı yazmak onun düzenlemesinin yapıldığı anlara şahit olmak çok önemli ve başka duygular benim için. Allah izin verdiği sürece bu durum bozulamaz, tabi ki hayatta her şey var 2012 yılında ağabeyimi kaybettim ve yaklaşık 1 sene tek satır yazamadım hatta artık yazamayacağıma inanmıştım sonra çeşme açıldı, şelale olarak aktı oradaki tıkanıklık. Hayatta her şey olabilir ama artık şunu biliyorum yazamasam da bir gün beynimde bir yerde o melodiler ve kelimeler dans ediyor sadece açığa çıkaramıyorum. Bu bana Allah'ın büyük bir lütfu ve bunu başkalarıyla yarıştırarak değerlendirirsem onun gücüne gider. Ortaya çıkmamış o kadar çok şarkı temam var ki… Yolunda her şey bu tarafta şükürler olsun.. Hiçbir şeye sıkı sıkı tutunmamak gerektiğini de öğrendim, işim başkalarına göre daha kolay sanki..



6. Türkiye de en çok klip çeken sanatçı Soner Arıca sanırım. Rekor sende! Birçok ülkede, şehirde klipler çektin. Hiç Kültür - Sanat Bakanlığı'ndan ödül, plaket bekledin mi? Böyle bir beklentin oldu mu?

Aklıma bile gelmedi ama iyi bir fikirmiş. Beklemeye başlayayım, esprisi bir yana tabi ki ben de beklentileri olan biriyim ama en konforlu hal beklentisizlik hali, yolumuzu yürüyelim bakalım ilerisinde neler var göreceğiz.

7. Ben mesela Soner Arıca'nın, saygı albümlerinde olmasını isterdim. Yorumunu merak ediyorum. Hiç sitemin var mı bu konuda? Ya da ters köşe bir soru daha sorayım, Soner Arıca bir proje albümü yapmak istiyor mu?

Proje albümü yapmak isterim yapacağım da inşallah, o albümlerde yer alma konusuna gelince sanırım prodüktörler karar veriyor, akıllarına gelmiyor olabilirim ya da beni sevmiyor olabilirler… Aklında olduklarım ve sevenlerle daha fazla meşgulüm açıkçası, kimseye bunun için gönül koyma faslına geçemem. Proje albümü olduğu için değil şarkılarını sevdiğim için olmak istediğim albümler olabilir o her zaman olur.. Zaten bütünüyle şahane dediğimiz bir proje albümü de olmadı sanırım pek, Harun Kolçak albümü dışında gerçekten çok iyi iş oldu.

8. Bu kadar şarkılar yazan çizen, duygusal şarkıların prensi olan adamın aşklarını magazin masalarında konuşamadı. Neden? Mesela İzel, geçenlerde itiraf etti. Hiç var mı camiadan sana aşık olanlar? Kimlerdi onlar? Ya da aldığın değişik teklifler mesajlar var mı kadın sanatçılardan?

Pop Bizde başlığına şarkılardan ve müzikten ne de güzel konuşuyorduk :))

9. Objektif olmanı istiyorum. Hak ettiğin yerde misin? Müzik camiasında, bu kadar yaptığın şarkılar, projeler, klipler, albümler, koca 25 yılın sonucunda sana hakkını teslim ettiklerine inanıyor musun?

Bunu tam neyle ölçeceğimizi neyle kıyaslayacağımızı bilmiyorum. Prodüktörler savaşının da olduğu bir yerde sanat, endüstri diye anılmaya başladığında bileşenlerde farklı oluyor. Gece gündüz müzikle yatıp kalkan birinin yaptığı iş hiç görülmezken, müzikle; bırakın bilip fedakarca çalışmayı sevgi bağı bile olmayan birinin sevgilisinin ekonomik gücüyle çok reklam yapabilerek çok biliniyor, dinleniyor olabiliyorken; nerede durduğumu ne hak ettiğimi gerçekten değerlendirmiyorum. Bu arada kimseyi eleştirmedim sadece kapitalist sistem içerisinde, bazen değerlendirmelerin eserlerle ilişkisi olmayabiliyor, ben daha çok mutfakta da olduğum için oradan bakmak zorundayım. Sözünü ya da müziğini yazdığım şarkılar gerçek duygulara dokunduysa yol doğru.



10. Bu sektöre göre fazla sessiz, fazla sabırlı, fazla suskunsunuz. Hiç demiyor musunuz, 'Aslında bu iş benim karakterime uygun değil.' diye. Bir kere gündem yaratmaya çalıştığını görmedim ben!

İşte en önemli kısmı, gerçek tutku bunu dedirtmiyor. Gerçek sanatçılık böyle olur. Hepimiz insanız zaman zaman o tuzaklara düşebiliriz ama çok kaliteli olmuyor bazı söylem ve davranışlar, sadece statü için bu yapılmaz. Gerçekten inandığım bir dava için ben de konuşurum ama karşımdaki kim bakmam gerekecek filan uzun iş. O vakti, şarkı yazmaya ayırmak daha doğru ve iyi geliyor bana. Büyük konuşmayalım bazen ‘Bi sus yeter artık’ demek istediklerim oluyor tabi :)

11. Artık şarkıların başarı kriterleri listeler, tıklanmalar, sayılar, veriler. Bu durumdan rahatsız mısın? Müzikte yeni döneme ayak uydurmak zor oluyor mu? 90'larda böyle bir şey yoktu. Sende nasıl bir duygu yaratıyor? Kızgın, üzgün, şaşkın?

D şıkkı ''hiçbiri'' :) Çünkü insan anlayamadığı şeyler karşısında bu duygu durumlarını yaşıyor. Hayat böyle olduysa niye kendimi yoracağım, yazmaya çizmeye devam ederim. Bu ne kadar karşı tarafa geçiyor bilmiyorum ama net bir şey söyleyeceğim; ben müzikle bir tür ifade ediş için haşır neşirim. Diğer kazançlarla ilgilendiğim için değil, tabi ki onlar da gerekli ama en kötü insanları eve alıp orada söylerim :) Çok yenilikçi bir ruhum olduğu için de statik duramam zaten.


Yorumlar

Popüler Yayınlar