AYDİLGE RÖPORTAJI | POP BİZDE



''MÜZİK BENİM KENDİMİ İFADE ETME AMACIM, VAR OLMA NEDENİM''




● Bu zamana kadar neredeyse, hep kendi şarkılarınla ve kendi bestelerinle projeler yaptın. Biz hiç Aydilge'yi, başka birinin imzasını taşıyan bir besteyle görebilecek miyiz? Seni en iyi şekilde ifade edebilecek şarkıları sadece sen mi yazabiliyorsun?


Müzik benim kendimi ifade etme aracım. Var olma nedenim... Hobim ya da işim değil; biricik nefesim... Canımın ortasında hep müzik atıyor. Kendi bestelerimi ve sözlerimi yazabilecek bir yeteneğim olduğu için şükrediyorum. Çünkü insan, ruhunu en iyi kendisi anlatabilir. Ama nadir de olsa, tabi ki başka bestecilerin şarkısını söylediğim oluyor. Örneğin Sezen Aksu bestesi olan Sorma'yı single olarak çıkarmıştım. O sene üç kez Yılın En İyi Cover'ı ödülünü aldım. Yani en önemli şey aslında, ne olursa olsun şarkıları kalpte damıtabilmek...




● Sesin, ses rengin çok farklı. Çok kolay ayırt edilebilecek bir tını. Sesinin insanlara şifalı geldiğine ya da dinleyicileri hipnoz ettiğini inanıyor musun? Ve kendi sesini beğeniyor musun?

Ben çok hasta bir çocukluk geçirdim. Astım nöbetlerim ağır geçerdi. Nefes alamazdım. O yüzden çok arkadaşım da yoktu. Hatta en yakın arkadaşım bana sürekli su buharı ve oksijen üreten mavi makineydi. Nefes alamadığım da "hava hava" diye makineye koşardım. Hasta olduğumu bilmeyenler de niye hava diye koşturduğumu anlamaz, hav hav yani köpek istediğimi sanırlardı.  Oysa tek istediğim havaydı. O halde bile şarkı söylerdim. Müzik benim şifam olmuştu.  Plastik makinem ve aşkla şarkı söyleyen çocuk kalbim el ele verip ciğerlerimi iyileştirdiler. O gün bugündür aşkla müzik soluyorum ve müziğin bizi iyileştirebileceğine inanıyorum. Sadece somut hastalıkları değil, kalp yaralarımızı da... 


''BARIŞ ARDUÇ'U İLK GÖRDÜĞÜMDE GÜLÜŞÜNÜN BU KADAR SEVİLECEĞİNİ ANLAMIŞTIM''

● Son yıllarda, dizilerin en fenomen şarkılarını sen besteliyorsun, ben sayamıyorum aldığın ödülleri. O şarkıları yaparken, oyunculardan etkileniyor musun? Atıyorum, Baruş Arduç'un gülüşü, Serkan Çayoğlu'nun bakışları ya da Elçin Sangu'nun saçları, Özge Gürel'in mimikleri vs. gibi?

Ben aslında dizi müziği yapmaya farklı bir iş diye bakmıyorum. Her zaman olduğu gibi, çok candan samimi, gerçek bir şarkı yapayım diye başlıyorum besteye...Ama tabi ki senaryo ve oyuncular çok önemli. Tabi ki onlardan etkileniyorum çünkü o dizinin ruhuna dair bir şeyler yazmam gerekiyor. Kiralık Aşk için yaptığım şarkıda da Barış Arduç'un gülüşüne dair sözler var tabi... ''Sen üzülme, bir gülümse, gel benimle...'' gibi... Daha ilk gördüğümde gülüşünün çok sevileceğini anlamıştım. Ona aşık bir kadın da tabi ki gülüşünden etkilenecek, şarkıdaki gibi ''benimle gel, gülümse gel'' diyecektir...




● Çok enerjik, çok çılgın ve duygularını yoğun yaşayan bir müzisyen Aydilge. Bu enerjinin bir gün biteceğini ya da müzik yapmak istemeyeceğin bir gün geleceğini hiç düşündün mü? Bu seni korkutur mu? Hiç korkutmaz çünkü öyle bir şey olamaz. Çünkü o zaman Aydilge olmaz...

Hiç korkutmaz çünkü öyle bir şey olamaz. Çünkü o zaman Aydilge olmaz...

 Aslında, müzik kariyerine başlamadan önce edebiyat bölümü mezunu ve iki roman yazan, yayımlayan bir kadın. Seni roman yazmayı bırakıp, müzik yapmaya iten şey ne oldu? 

Müzik çok daha önceden var. 8 yaşında TRT Ankara Radyosu Çocuk Korosu sınavlarını birincilikle kazandım. Konservatuvar eğitimine denk bir eğitim aldık. Daha çocuk yaşta iki albüm yaptık ve onlarca konser verdik. O yüzden roman yazmayı bırakıp, müziğe başlamam söz konusu değil. Müzik hep vardı. Ama bu kadar yoğun bir dönemde, roman yazmaya vakit bulamıyorum.  Bu yine de ileride yazmayacağım anlamına gelmiyor. Zaten her ay Ot dergisinde köşe yazılarım yayınlanmaya devam ediyor.




● Aydilge, daha çok gençlere hitap eden bir sanatçı. Konserlerin gençlerle dolup taşıyor. Hiç "Ya beni yaşlılar da dinlesin, onlar da şarkılarımı sevsin." diye bir düşüncen oldu mu? Ya da 7'den 70'e hitap ettiğini düşünüyor musun?

Özellikle dizi müziklerinden sonra, sadece gençler değil 7'den 70'e herkesin takip ettiği isimlerden bir olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Önceden daha genç ve alternatif bir kitlem vardı ama ‘Kiraz Mevsimi’ ve ‘Kiralık Aşk’ beni bambaşka bir yere taşıdı. Teyzelerden, çocuklara kadar herkes dizi izliyor. Normalde alternatif bir kitle beni dinlerken çok genel bir kitleye ulaştım. 

''KEŞKE MÜZİK, TİCARİ OYUNLARA ALET EDİLMEDEN, OLMASI GEREKTİĞİ GİBİ DUYGU İŞİ KALSA''

●  Herkese soruyorum, sana da sormak isterim. Şarkıların tıklanmaları, 100 milyon üzeri tıklanmak ya da 1 günde 3 milyon üzeri tıklanmak bir başarı kriteri mi? Mesela son şarkın "Yo Yo Yo" 3.5 Milyon izlenmiş. Neler demek istersin? 

Ne diyeyim, bunca yalan dolanın ortasında? Rakamlarla kirli bir şekilde oynanırken ben ve benim gibi dürüst kalmayı seçen müzisyenlerin ki azmış gibi duruyor. Yalan olduğunu bilip o tıklamalara göre değer biçmek çok acı. İki bin, üç bin liraya üç dört milyon tıklama satın alabiliyorlar. Her şey ne kadar basit parası olan için değil mi ve nasıl da sahte... 220 milyonluk rakamları olanlar, neden bilet satamıyor peki? Nerede o 220 milyon dinleyen? Zaten en komiği de dünya çapındaki isimlerden daha çok tıklanmaları. Madonna'yı, Lady Gaga'yı geçen, ama dünyanın farkında olmadığı starlarımız var. Çok üzücü tabi, bu kadar ayan beyan dinleyicinin salak yerine konması, sonra bir de bununla reklam yapılması... Zaten hayatta bir sürü yalan dolan varken, keşke müziği rahat bıraksalar. Keşke müzik, ticari oyunlara alet edilmeden, olması gerektiği gibi duygu işi kalsa.... 



 Müzik dünyasında polemikler sürekli yaşanıyor aksine sular hiç durulmuyor. Yaşanan polemikler sana inandırıcı geliyor mu? Bu polemiklerin içine çekilsen nasıl bir tepki verirdin?

Pek çoğunun farkında bile değilim. Çünkü hiç ilgilenmiyorum. Zaten polemiklerin sahici olduğunu da çoğu zaman düşünmüyorum. Sen bana laf at, ben sana atayım, sonra barışalım. Hem barışmamız hem kavgamız haber olsun diye bakılıyor. Herhangi bir polemiğin içine çekilirsem, vereceğim tepki söz söylemeye değer olup olmadığına ve gerçek olup olmadığına göre değişir. Ama polemiğe ayıracağım vakti, iki yeni parça dinleyip ruhumu yumuşatmaya ayırmayı tabi ki yeğlerim.

● Giyim tarzın da oldukça dikkat çekici. Sahnede giydiğin kostümler özellikle. Modayı takip eder misin yoksa üstüne yakışanı mı giyersin? 

Moda anlamında, marka umurumda olmaz. Daha çok kendime özgü renklerin, tatların peşindeyim. Genel geçer bir moda anlayışının değil. Örnek almak, takip etmek kavramlarını çok sevmiyorum çünkü kendimizi güçlü, emniyette ve güvende hissetmek için hep başkalarına benzemeye çalışıyoruz. Sistemin bize satmaya çalıştığı hayatı yaşamaya özeniyoruz. Oysa başka birinden medet ummak, kaçak malzemeyle bina inşa etmeye benzer. Ruhlarımızın kumaşları birbirinden farklı olduğu için, başkasının gücü bizde yama gibi durur, ya da protez bacak gibi.



● Günlük stilinle, gece stilini karşılaştıracak olsan?

Ben zaten genellikle tasarım giyiyorum. Özellikle sahne benim için en uçabildiğim alan. Mağazalarda bulamayacağımız, normal hayatta giyemeceğimiz şeyleri giymeliyim ki, görsel bir büyü, bir masal yaratabileyim sahnede.... Beni dinlemeye gelenlere, bu şekilde hazırlık yapıyorum, çünkü onlar özeller ve özel olarak hazırlanılmayı hak ediyorlar...

● Objektif olmanı istesem, en unutamadığın ve en özel olarak gördüğün dizi müziğin hangisi? Şunun yeri başka, çünkü diyebileceğin?

Kiraz Mevsimi'nde çok hoş bir beraberlik ve bir aile ruhu yakaladık. Önce jenerik müziğini seslendirdim. Sonra kendi şarkılarımı da dizide kullanmaya başladılar. Oyuncular da normal hayatlarında şarkılarımı severek dinledikleri için şarkılarımın kullanıldığı sahneler olunca daha fazla motive olduklarını söylediler. Bu da çok mutluluk verici tabi. En son olarak da başrol oyuncularından Serkan Çayoğlu ile Haberin Yok adlı şarkımı beraber söyledik. Ben de küçük bir rol aldım. Harika bir ekip, gerçekten çok keyifliydi. Tabi Kiralık Aşk'ın da çok özel bir yeri var. Onun jeneriğinin söz ve bestesi ve seslendirmesi bana ait. Toplam 16 adet ödül kazandırdı bana ve bir rekor kırılmış oldu. Tabi ki tüm bunların bana çok güzel geri dönüşleri oldu. O dizilerin izleyicileriyle aile olduk.



● Çok teşekkürler son olarak, Aydilge'nin yeni projeleri neler? Bizleri neler bekliyor?

Yeni albümün beste ve sözlerini yazıyorum. Dinleyici biraz şaşırabilir bu albümü dinlediğinde. Biraz daha sakin ve melankolik gelebilir. Aslında her albümümde bu tarz şarkılarım mevcut ama klibi çekilen şarkılarım genelde hep coşkulu ve hareketli parçalar oldu bu son dönem... O yüzden sadece popüler kültür üzerinden takip edenler, o renkli Aydilge'yi içimdeki tek kadın sanıyorlar. Eski dinleyicilerim ise içimde bir çok kadın olduğunu bilirler. Şimdi biraz daha o Aydilge'yi anlatmak istiyorum. Tabi yine acıyı sömürmeden, göz yaşı ticareti yapmadan, duygu sömürüsüne kaçmadan... Müziğin bazen çok satsın kaygısıyla aşırı arabeskleştirildiği ya da anlamsız bir neşe bulamacına sokulduğu bir dönemdeyiz. Ben elimden geldiğince naif ve temiz kalmaya çalışıyorum. Albüme de bu bunu yansıtacağım. Rock ya da pop starcılık oynamadan, bir müzik ailesi, bir yara kardeşliği yaratmak istiyorum. Müzik etrafında hep beraber yaralarımızı konuşalım ve iyileşelim diye... 

Yorumlar

Popüler Yayınlar