GÜLNUR GÖKÇE | İÇİMDEKİ SES | POP BİZDE RÖPORTAJI


TABİİ Kİ İDDİALIYIM ÇOK ÇALIŞILMIŞ, RİSK ALINMIŞ VE KAYDINDAN GÖRSELLERİNE, VİDEOLARINA KADAR İNCE İNCE KANAVİÇE GİBİ İŞLENMİŞ BİR ALBÜM ''İÇİMDEKİ SES''




• 3 yıllık blogger’lık hayatımda ilk kez röportaj yapacağım Gülnur Gökçe’yle. Biliyor musunuz? Hep bende merak uyandırmışsınızdır, asla sıkıcı bir imajınız yok, albüm - single kapaklarınız bana “Abi çok iyi ya” dedirtir. “Porselen Düşler”, “Ah Canım” gibi.. Normal hayatınızda da bu kadar farklı ve marjinal misinizdir?

 Teşekkür ederim çok mutlu oldum. Bir sanatçı için fark edilmek, çok güzel bir duygu; ne mutlu bana ki önce hayalim olan sonra o hayali yansıttığım işlerin sizin yorumunuzda da anlattığınız gibi anlaşılması ve değer görmesi harika! Normal de de renkli bir kişiliğim var galiba yoksa bunlar çıkmazdı benden sanırım. Ve evet her yeni çalışmada farklı bir ben sunmaya özen gösteriyorum galiba tekrarlardan pek hoşlanmayan sıkılan bir yapım var.

• Herkes arabesk şarkıları yeniden yorumladı, kimi başarılı oldu kimi başarısız ama bir “arabesk zehirlenmesi” yaşadık. Türküleri modern bir halde yeniden yorumlama fikri nereden çıktı? Hep mi kafanızda türküler vardı yoksa arabesk şarkılardan mı vazgeçtiniz?

 Arabesk hiç aklıma gelmedi. Aslında ''Ah Canım Vah Canım'' dan sonra cover yapmak da pek yoktu aklımda ama türküler hep vardı hayatımda, babamın bağlaması annemin ona eşlik etmesi; benim ilk müzikal ninnilerimdi türküler. İlk söylediğimi hatırladığım parça “Uzun İnce Bir Yoldayım” mesela :) Sonra ağabeyim bana Mariah Carey ve Whitney Houston CD'si hediye etti ve benim için o uzun ince müzikal yolculuk başlamış oldu. İçimden bir ses evrensel popüler müziği türkülerle nasıl harmanlarsın diye fısıldadı ve albüme bu şekilde başladık.


• Dediğim gibi çok proje ve cover albümleri yapan oldu, “Bakın da görün nasıl yapılırmış, vitrin dediğin böyle olur!” gibi bir iddianız var mı? Türkü albümünüzle ne kadar iddialısınız?


 Belki başkası olsa diyebilir ama nereden geldiğini ve nereye gitmek istediğini bilen biri bu şekilde düşünmez sanırım :) Tabii ki iddialıyım çok çalışılmış, risk alınmış ve kaydından görsellerine ve videolarına kadar ince ince kanaviçe gibi işlenmiş bir albüm “İçimdeki Ses”

• Yurt dışından gelen ‘Şirinler’, ‘Susam Sokağı’ gibi çok önemli müzikallerin seslendirmelerini, şarkılarını ve dublajını yaptınız, birçok reklam jingle da sizi duyabilmemiz an meselesi. Peki bir yandan bu işleri yaparken, sahne yapmak albüm hazırlamak zor olmuyor mu? Bir karmaşa durumunda “Gülnur, ben ne yapıyorum ya?” diyor musunuz?

 Öyle sıralayınca vay ne şanslıyım dedim :) Ama hayır demiyorum çünkü görüp görebileceğiniz en planlı çalışan ve hatta abartıp birlikte çalıştıklarımı da fena kendime benzetmeye çalışan biriyim. Hepsine ayıracak vaktim oluyor, olmasa da yaratıyorum bir şekilde çünkü işime aşk olarak bakıyorum :) Kim aşkını bekletir ki❤

• “4 Yüz Grubu” ben de dahil olmak üzere, tüm çocukların - gençlerin bayılarak dinlediği, büyük bir jenerasyonu arkasından götürmüştü ancak grubun dağılmasıyla, grup üyeleri başka yollara gittiler. Aralarında aktif olarak müzik kariyerine devam eden tek siz kaldınız. Yıllar sonra bir itiraf istense, geriye dönüp baktığınızda “4 Yüz Grubu devam edebilirdi, her şey daha güzel olabilirdi” diyebiliyor musunuz?

 4 Yüz bana göre 4/4'lük bir gruptu.. Yaptığımız her albüm her bir klip özel ve bence harikaydı. Arkamı dönüp baktığımda sadece gurur duyuyorum ve yüzümde tatlı bir tebessüm oluyor :) Sadece daha çok albüm daha çok klip diyebilirim ki kaç klibimiz var unuttum sanırım 11-12... Ama şartlar ve durumlar bu yönde gelişti bazen kabul edip yola devam etmek gerekiyor :) İyi ki hayatıma dokundular ve iyi ki hala yanımdalar. Dost olarak hiç ayrılmadık en ufak bir tartışmamızı hatırlamıyorum :)


• “4 Yüz” zamanından iyi bilirsiniz ki, sevgi daha gerçekti sanki.. Yazılan mektuplar, mailler, hayran olduğun sanatçıya ulaşma hayali.. Şimdi her şey yapay ve 1 tıkla ulaşabiliyorsun. O zamanları yaşayan biri olarak sorabilirim size, neler değişti? 

 Sanıyorum o dönemi son yaşayan sanatçılardanız. O kadar iyi hatırlıyorum ki günde 200 mail cevapladım bir gün :) Mektuplar, resimler, şiirler harikaydı ve hala da saklıyorum hepsini❤️ Şimdi dediğiniz gibi bir tıkla ulaşıp, bir tıkla dilediğinizi söyleyip, anında cevap alamayınca yerden yere vuran, biraz şizofrenik bir yaklaşım var sosyal medya da.. Aslında bir yandan da çok güzel çünkü heyecanını hemen paylaşabiliyorsun :) Sorun galiba şurada başlıyor; seven ya da sevmeyen dilediğini hiç düşünce süzgecinden geçirmeden anında yazıyor.. Düşünmüyor yani empati kurmuyor.. Belki bizlerin okumadığını görmediğini sananlar var.. Ama hepsine yetişip cevap vermek eskisi kadar kolay değil! Yüz yüze olsa o sözler söylenemez tabii biraz klavye kahramanlığına giriyor :) O dönemi tercih ederdim sanırım :)





• “İçimdeki Ses” albümü aslında çok büyük bir risk ve cesaret yüklü bir albüm. Çünkü usta sanatçılardan dinlemeye alışık olduğumuz ve benimsediğimiz şarkıları, çok başka bir form, yorumla dinleyince biraz yadırgıyoruz. Bu albümü yaparken endişeleriniz oldu mu? Yorumlarken en çok zorlandığınız şarkı hangisi oldu?

  Evet bunu düşündüm. Ama risk almadan da güzel yapımlar çıkmaz bence :) Şunu düşündüm; Türkülerin orjinalleri ölümsüz zaten. Onların ruhu, duygusu, zamanı farklı ve özel.. Bu albümü yapmamda ki amaç türkülerimizin her dönemde ve jenerasyonda ayrı bir tadının olabileceğini göstermekti sanırım. Biraz da babama, toprağıma, ozanlarımıza teşekkür etmek istedim. Ben söylesem nasıl söylerdim ana fikrim buydu. Zorlanmak derken sadece özünü sözünü yıpratmamaya özen gösterdim. Biraz fazla ter döktüm ama sonucuna değdi :)

• Müzik konuştuk, konuşmaya devam ediyoruz ama sizin bir kızınız var, Nehir sanıyorum 5 yaşında. Bu iş yoğunluğunun yanı sıra, kızınızla aranız nasıl? Çocukların, süper kahramanları olur hep, Nehir sizin yaptığınız işi biliyor ve farkında mı? Acaba onun süper kahramanı siz misiniz?

 Nehirim bal kızım :) Aramız çok iyi ve ona bayılıyorum. Her aşamasında yanındaydım kimseye ihtiyaç duymadım hala da öyle :) Benim önceliğim kızım her şeyi ona göre ayarlıyorum. Tabii ki yaptığım işi biliyor ve radyo da minicik bir reklam da bile anne bu senin sesin diyor :) Beni ya da babasını kahraman olarak görüyor mu bilmiyorum hiç konuşmadık ama o kendini çitaların ve unicornların prensesi olarak görüyor.

• Bu arada fark ettim, hiç değişmemişsiniz ve hâla aynısınız. Yıllar geçmiş ama siz aynısınız. Bunu neye borçlusunuz, yaptığınız iş mi sizi besliyor, ekstra neler yapıyorsunuz? Bunun bir sırrı olmalı :)
 Hemen kızarırım :) Yok canım ben de değiştim güzel yaşlar aldım ve büyüdüm :) Ama demek istediğiniz karakter ve duruş olaraksa çok teşekkür ederim işte ona dikkat ediyorum ve özenle koruyorum. En büyük ilacım da dünyaya sevgi ile bakıyorum. Sevginin var olduğu her kalp gençtir güzeldir bence❤

Yorumlar

Popüler Yayınlar