TAN TAŞÇI RÖPORTAJI / POP BİZDE
❝BİZİM ÇOK FAZLA SANAT YAPTIĞIMIZI, BEN VE BİRÇOK ARKADAŞIMIN SANATÇI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM, SADECE BASİT POPÇULAR, ŞARKICILAR VE SİSTEMİN ÇARKLARIYIZ YANİ ❞
• Artık daha sakin, daha yalın bir Tan görüyorum. Sadece konserleri, şarkılarıyla bütünleşen tam bir “sanatçı”.
Önceden daha magazinsel, yaz rekabetlerinde adı üst sıralara yazılan “popçu Tan Taşçı” iken şimdi
daha yalın olmanın sebebi ne? Farkındalık yaşadığın,
ruhunu beslediğin bir dönemde misin?
Evet, eskiden kendimi fazla
yansıtamıyordum bunun çok farklı sebepleri var. Zaman içinde kendimi buldum, olgunlaştım, hatta yaşlandım. Ama
bu süreç içinde sevdiğim arkadaşlarımla, ekibimle kendi yapım -
organizasyon şirketimi açtım, beraber
kurduk. Artık dinleyicilerime kendimi olduğum gibi yansıtıyorum. Etrafımda
sevdiğim insanlar, güvendiğim insanlarla ve güvendiğim asıl Tan'la
hareket ediyorum. Sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum. Her hafta konserlere
gitmeden önce heyecanla hazırlanıyoruz. Bu temponun içinde çok mutluyuz,
yorulmuyoruz. Stüdyo ve sahne arasında ekip olarak mekik dokumak takım ruhumuz
için de doyurucu oluyor. Bu sanat hayatına maalesef popçu çocuk, popstar, pop idol gibi sıfatlarla başlıyoruz. Prodüktörlerin, menajerlerin klişe stratejileri ile, bize
öğrettikleri örneklerle ilerlediğimiz için heder oluyoruz diyebilirim. Bu matriksin içinden çıkan sanatçılar şanslılar, onlardan biri
olduğumu düşünüyorum.
• Geçtiğimiz günlerde gazetede gördüm, yoga
yapıyordun. Yoga, meditasyon yapıyorsun ve astrolojiye de ciddi bir merakın
var. Şunu sormak istiyorum, şarkıcılar konserlerde alkışlar alıyor, çığlıklar,
kıyametler! Diğer tarafta, lüx villalar, son derece konforlu yaşamlar. Seni
bunlar mutlu etmiyor mu? Maddi hazdan çok manevi
hazı mı tercih ediyorsun?
Bu işe akademik başladım,
konservatuvar öğrencisiyim, şan solistiyim. Bu işin de akademik bir adabı
vardır. Ne yaparsın kendinle ilgilenirsin. Uykunu
güzel alırsın, gece hayatını sınırlandırırsın, alkol
almazsın, böyle buna benzer şartlara uyduğun zaman iyi bir solist,
iyi bir performans sanatçısı olabilirsin. Zaten bu olması gereken bir şart,
bizim bu yaşadığımız pop kültürü içerisinde bize örneklenen şeyler gibi yaşamaya çalışırsak hem yolumuz kısa olur hem de kazancımız (maddi- manevi) az
olur. Bu yüzden kendimi yogayla mutlu etmeye çalışıyorum. Her gün yogamı,
sporumu yapmaya çalışıyorum. Ruhumu besliyorum, güzel
sözler, güzel kelimeler sarf etmeye, güzel hayaller
kurmaya çalışıyorum. Maddi lükse dayanan bir yaşam biçimi de
bir seçim, ruhunu lüks yaşatmak da bir seçim. Bana kalırsa daha sadeliği,
konforu, temizliği, titizliği, samimiyeti, paylaşmayı çok severim. Bunlar çok pahalı bile olsa bir araya getirmek için uğraşırım.
• Twitter senin isyan bayraklarını
çektiğin bir alan. Her şeyi oradan yazıyorsun, çiziyorsun. Malum ülkemizde yaşanan olaylar, kadına şiddet, tecavüzler,
kavgalar, cinayetler almış başını gitmiş vaziyette. Bunun yanında haksızlıklar,
adaletsizlikler! Türkiye’de sanat yapmak, sanatını icra etmek zor mu? Kendini
insanlara doğru yansıttığını ya da yansıtmak istediğin halini gösterebiliyor musun?
Şimdi şöyle bir şey var: kadına
şiddet, tecavüzler, kavgalar, adaletsizlikler, haksızlıklar ve fazlası. Zaten
bunlara isyan etmek ya da tepki göstermek için şarkıcı olmamıza gerek yok, insan olmamız yeterli.
Bunlara tepki gösteremeyen biri de, hakaret olarak
anlaşılmasın ama tam olarak bir insan değildir. Bence kimse bu ülkede sanat
yapamaz çünkü bu ülkede sanat yapmak koşullanmış bazı sistemlerin içinde kalmak demektir. Fazla ticari, fazla sektörel düşünülen bir piyasanın içindeyiz bunun adı pek sanat olmuyor, başka bir şey denilebilir bu
duruma. Toplumda sanata ve sanatçıya çok duyarlı
insan varsa, sanat yaparak tanınırsın ama bizim çok fazla sanat yaptığımızı, ben ve birçok arkadaşımın sanatçı olduğunu düşünmüyorum, sadece basit popçular, şarkıcılar ve sistemin çarklarıyız yani.
• Kadın sanatçılara şarkın çok yakışıyor. Özellikle doğru isimler, iyi yorumcular
söylediyse of of! Son olarak, Sibel Can’ın yeni
albümünde “Beş Dakika” şarkınla vardın. Hatta şarkıya eşlikte ettin, sahneye de
birlikte çıktınız. Sibel Can’la ilgili ne
düşünüyorsun?
Mevzuya çok seksist olarak yaklaşmamak lazım. Serdar Ortaç da mesela çok güzel bir şarkımı söyledi. Öyle denk geldi dersek daha doğru olur. Sibel Hanım'ın yorumunda
hayal ettiğimi buldum. Çok önceden yıllar
yıllar önce birkaç bestemi yorumlasın
istemiştim, ama olmamıştı. Artık benden her şarkı istediğinde ona çok güzel hit'ler yapacağım, şarkımı ondan dinlemek çok keyifliydi. Yorumcu kalmadı biliyorsunuz artık
zaman geçtikçe yorumculuğun
yerine daha magazinsel, daha cesur, daha göz önünde yaşayarak yorumdan ziyade başka şeyler vererek
şarkıcılık yapmaya çalışılıyor. Bu durumdan da
solistler, yorumcular daha kıymetli hale geliyorlar.
• Demet Akalın’ın çıkış şarkısı sözü ve müziği sana ait “N’apıyorsan Yap” birçok müzik eleştirmeni tarafından tam not alırken, ilk kez bu kadar farklı bir Demet gördüklerini belirttiler. Ama prodüktörü başka bir şarkıyla çıkmasını isterken o senin
şarkınla çıkmayı tercih etti. Tarz olarak da riskti, ne düşünüyorsun bununla
ilgili?
Valla Sevgili Demet, şarkıyı
dinlediğinde çok beğendi. Ben asla Demet'e ''Ya bu
şarkıyı mutlaka al, çok tarz, gündemi alır götürür'' falan gibi önerilerde bulunarak vermedim. Zaten Demet Akalın, bugünlere prodüktörü şunu söyledi,
eleştirmenler şunu çok beğendi, gazeteciler çok sevdi diye 'Demet Akalın' olmadı. Eğer öyle olsaydı onlar 'Demet Akalın' olurdu. Bu seçimleri her zaman sanatçılar yapmalıdır, bence çok da doğru bir seçim yaptı. Demet her şeyin çok farkında, sistemler, dinlenen şarkılar çok değişti. Son 2-3 yıldır farkındaysanız, piyasa şarkılar
şekil değiştirdi - insanlar trap, rap dinlemeye, özgür fikirlere dönmeye başladı.
Neden böyle oldu? Az önce söylediniz ya,
''prodüktörü dedi''. Zaten bu prodüktörler, bu akışın ve özgür üretimin önünü kapatıyorlar. Doğal olarak prodüktörler, ticari düşünmek zorunda kalıyorlar, ellerindeki
medya gücünü bilerek bunu en hızlı şekilde maddiyata çeviriyorlar. Ama şimdi özgür şarkıcılar, özgür yapımcılar, özgür
rapçiler vs. aldı başını gitti, bunun sebebi de özgürce karar verebilmeleri. Ben Demet Akalın'ın bu özgürce kararı verip, bu farklı ve daha güncel sounda
sahip bu şarkıyla çıkmasını ona şu an hiçbirimizin
anlamadığı kadar artı şeyler kattığını düşünüyorum, ki keza çok rahatça söyleyebilirim albümde güzel şarkılar var ama çıkış için en uygun bu şarkının olduğuna ben de kanaat
getiriyorum. Şunu da söylemeliyim hem Youtube da Spotify da
verisel olarak da albümün en öne çıkan şarkılarından biri, şu an Spotify verilerinde, en çok
dinlenen 50 şarkıda albümden olan tek şarkı.
• Çok merak ediyorum, müzik
eğitimi almış - konservatuar mezunu biri olarak başka alanlarda da
ilerleyebilirdin, sesin çünkü muazzam! Yani Tan, opera da söylerdi jazz da söylerdi, her
şey giderdi. Hiç dönüp, “Ya ben kimlerle muhattap
oluyorum, keşke eğitimsel ve akademik olarak başka alanlara yürüseydim” dedin
mi?
Aksine bugün akademik kariyere
sahip arkadaşlarımla konuştuğumda bana ''İyi ki bunu yaptın, iyi ki özgür
şarkıcılığı seçtin'' diyorlar. Neticede işin
akademik kısmı, operanın ya da senfoninin içinde de çarpıklıklar var. ''Tüh keşke şarkıcı olsaydım, en azından verdiğim mücadelenin
bir anlamı olurdu'' diyorsun. Ama benim de sinirlerimi bozan şeyler oluyor.
Mesela şarkı söylemeyi çözmüş (bu arada hepimiz
şarkı söylemeyi çözebiliriz) ama yorumu yetersiz, sadece
arkadaşlarının arasında karaoke yapabilecek seviyede, biraz kontrolsüz bir
özgüven sahibi olan dostlarımız var. Onları da bu piyasada aramızda misafir
ediyoruz, hile hurda ile bi şekilde işlerini yürütüyorlar. Ne yalan söyleyim,
daha çok aynı fikire sahip olduğum rakibim olsun isterdim ki ben, ya da benim
gibi düşünen arkadaşlarım ile kendimizi geliştirme ve daha çok uğraşma şansı
bulurduk.
• Sektör olarak şarkıları da, sesleri de, yorumları da çok nesnelleştirip - verisel hale getirdik. O şarkının ruhu,
dinleyicinin hisleri kimin umrunda? Ne kadar Youtube’da tıklandı, radyo
listelerine kaç numaradan giriş yapıldı? Prodüktörler, menajerler, şarkıcılar herkes bu mantıkla yaşıyor. Bu kadar
rakamsallık, verileştirmek ne kadar yanlış? Sözü sana bırakıyorum...
Valla
işte dediniz ya ''prodüktörler'' bunu başardılar. Müzik sektörünü yönlendiren prodüktörler, tv ve radyo yöneticileri. işte bu üçgen bazı
şeylerin düzgün yürümesine sebep olması gerekirken her şeyin kötüleşmesine sebep oldular. Arkadaşım 1 ay içinde 100.000.000 tıklandım diyorsun, Rihanna seninle
aynı dönemde klip yayınlamış, bir de globalde seyrediliyor.
Senle kafa kafaya aynı tıklanmaları alıyor, 2 ay sonra tabi promosyonu
bırakıyorsun, sen 200 milyonda kalırken Rihanna 2 yıl sonra 2 milyara çıkıyor.
E sen neden 200 milyonda kaldın? Diyorum, sadece promosyon döneminde ''fake izlenme oranı'' satın alıp, kendini
başarılı bir şarkıcı haline getiren tipler var, bilinsin bunlar artık :)
• Yıldız Tilbe’nin “Delikanlım”
şarkısını senin sesinden dinlemeyi, ne kadar hayal etmiştik! Albüme dahil
olduğunu duyurmuştun fakat sonra albümden çekilme kararı aldın. Yıldız Tilbe’ye kırgınlığın var mı? İkinci proje albümünde teklif gelse, bir şarkısını
söyler misin?
Yıldız Tilbe candır, bana “ha s*kt*r” dese yanaklarından öperim onun. Onunla ilgisi olmayan bir mevzuydu. Ben o
şarkının boşta olduğunu duydum, başka bir solist söyleyecekti ama vazgeçilmişti, ben de
buna istinaden şarkıyı söylemeye karar
verdim Twitter’dan “Oley, Delikanlım’ı söylüyoruz” u
dedim ama iyi ki de okumadım çünkü okursam iyi okurdum, severek okurdum. Bence
albümlerde severek okuyan şarkıcılara şarkı okutmuyorlar. Bir proje albüm
yapıyorlar hop bir Tarkan’ı arıyorlar, hop bir Sezen’i arıyorlar. Yani çok daha
ticari kaygılardasınız be kardeşim! Bir tribute albümünde bu zamana kadar şarkı söylemezken, ilk kez Harun Kolçak’ın albümünde söyledim, bakın çok güzel
bir örnektir / klip çekmediğimiz
ilk 3 ayda 35 milyon dinlenmişti. Asla bu projeye “bu adam magazinsel, Tan
dikkat çeker, takip ediliyor” diye dahil edilmedim.
Çocukluğumdan beri çok sevdiğim bir şarkıydı, Harun da
bunu biliyordu ve çok sevdiğim de bir arkadaşımdı,
büyüğümdü. Demek ki neymiş, Tarkan
olmana, Ajda olmana, Sezen olmana gerek yokmuş. (saydığım isimleri çok seviyor ve sayıyorum) bu bakımdan sadece işi seven,
samimi olman yeterli. Bu tribute teklifleri geldiğinde, özeniyorum; hissediyor ve seviyorsam yer almak istiyorum. O proje
albümlerine bence yazık ediyorlar o şarkılara, izin versinler coverlarını ben söyleyeyim. Artistlik yapıyor diye bakmayın, rakamsal
olarak bakıldığında da ben cover okursam iş görüyor, özenerek ve severek okuyorum, şarkılarınızı
bana ve benim gibi düşünen insanlara okutun. Bu özel ve güzel bir şey (gülüyor)
• Şu anda popüler olan ve çoğu popçununda yapmak istediği, rap şarkılar yapan müzisyenlerin kapısını çaldığı gibi bir gerçek var. Rap furyası hakkında ne düşünüyorsun? Bu müzikte bir yeni bir dönemin habercisi mi?
Rap müzik çok özgür bir fikir. Özgür olan her şey benim için de cazibe oluşturucu bir etken. Ne anlamda özgür, Dünya’da şöyle: bir ghetto insanının sıkıntılarını ve dertlerini, toplumsal sorunlarını, ya da açılamayan siyasi düşünceleri, ya da bir erkeğin bir kadına hiç açılamadığı gibi açılma şansını, son olarak da pornografiyi ve küfürü özgür bırakması açısından iyi bir fikir. Bu yüzden de oldukça hatrı sayılır bir kitle arkasından yürüyor. Benim de sevip dinlediğim, soundunu ve sözlerini beğendiğim tipler var. Fakat mevzunun özellikle küfür ve sex ile harmanlandığı şarkılarda eşlik ederken zorlanıyorum. Bu arada günlük hayatta ben de bazen küfürü rahatlamak için tabii ki kullanıyorum:) Kelimelerin gücü ve enerjilerine çok inanıyorum; o yüzden rap müzik benim için cola içmek gibi; tadında güzel.
• Dijital platformlar, Youtube
başta olmak üzere senin için önem arz ediyor sanırım tüm çalışmalarını yayınlıyorsun, üretim halindesin. Bir sanatçı için bu dönemde dijital
platformlar ne derece önemli olmalı?
Sosyal medya candır, Youtube,
Spotify ve Apple Music sektör için çok önemli ve özgür platformlar. Her mecra
için yeni çalışmalarımız ve sürprizlerimiz tabiki olacak ama
güzel içerik hazırlamak biraz zaman alıyor. Bu yaz mutlaka kanallarımıza sık
sık uğrayacaksınız.
Cesur olmak için korkmayın, bugün sosyal medya var, yarın başka bir şey olur, öbür gün çık camından söyle ama doğru olanı söyle, doğru şeyleri yap, doğru örnek ol.
Cesur olmak için korkmayın, bugün sosyal medya var, yarın başka bir şey olur, öbür gün çık camından söyle ama doğru olanı söyle, doğru şeyleri yap, doğru örnek ol.
Hayranlıkla okuduğun kitabın, yemyeşil bir ormanın içinde duyduğun binbir çeşit kuş seslerinin, buram buram iyot kokulu masmavi denizin dalgalarının insana verdiği haz huzur gibi Tan... Çok başarılı akıllı düşünceli yaratıcı üretici... Ürettikleri yok olup giden değil yıllar sonra da defalarca dinlenilen türden. Emeğine sesine yüreğine sağlık...Sevgilerimle Ayça.
YanıtlaSilBeyzadem, bu ne cesur, bu ne gerçek bu ne güzel bir akıl ve kalptir. Nasıl istersen öyle olsun; o duygulara ve ilhama güç , varlığının ömrü. Çooook seviyorum. Hayata katkının güzelliğine şükürler olsun.
YanıtlaSilGuzel konusmussun herşey sanat demissin seninde ama eminim ticari kaygıların hep olmuştur sonuçta kazanmak için konser veriyorsun para kazanmak için yorumluyorsun vs
YanıtlaSilBence burada bahsedilen o degil. Tabi ki dengede bir durum bu her insanin hayali degil midir sevdigi iso yaparak kazanc saglamak. Mevzu aslinda ticari kaygilarla, icinden geleni degil ;produksuyonun ve yapimcinin bilir bilmez tercihlerine boyun eğmeyi konu ediyor. 90larda sana hareketli yakismaz diyip hareketli sarki okutmadiklari sanatcilar, belki turu bambaska bir tonla giderken soyle sekline dahi karisilmis bir cok muzisyeni icine alan bir yanlistan bahsediyor. Sanatcilar sanat yapmayanlarin empatlaridir. Biz ne hisseder olursak, sanat yapan o enerjiyle ilhamlanip uretir. Ve bizde ondan dinleyerek iyilesiriz. Muzigin bu kutsal halini bertaraf etmek isteyen para hirslilari bence sanatcidan cok yapim isi. Sevgiler
Sil2020 yeni çıkan şarkılar dinlemek isteyen herkesi yeni şarkılar sitemize bekleriz. Tıklayın: yeni çıkan şarkılar
YanıtlaSil