Demet Akalın'ın Zirveye Çıkış Hikayesi





Kim bilebilirdi ki, Gölcük'te yaşayan, pısırık ve sessiz olduğu için annesinin çay partileri düzenlediği, zorla arkadaşlarıyla dışarı çıkartılan, bir gün aynı apartmanda oturduğu komşuları Bedia Akartürk'ün evine Sezen Aksu gelecek ve kapılarının önünden geçerken onu keşfedecek diye bekleyen genç bir kızın şuanda Türk popunun devlerinden bir tanesi olacağı? Buna kader diyemeyiz, çünkü az sonra anlatacağım şeyler bir azmin, çok çalışmanın, alın terinin karşılığında ki başarılar olacak.





  Bu noktaya gelene kadar geriye dönelim. Upuzun saçları ve güzelliğiyle etrafında fark edilen Demet Akalın'ın, ilk İstanbul'a da gelişi, annesinin ısrarıyla olmuş. Şenay Akalın kendi arkadaşı sayesinde, maaşı ile hem kızını mankenlik kursuna yazdırmış, hem de hayatını devam ettirmiş. Fakat, şimdi yaşamına imrenerek baktığımız Demet Akalın'a bu popüler ve güzel hayat mankenliğe başlar başlamaz yukardan önüne düşmemiş. İstanbul'daki ilk evinde yer yatağında yattığını, zamanında damı akan evlerde oturduğunu, her yere leğen, kova koyduğunu da gocunmadan şimdilerde güzel bir anı olarak anlatıyor. Ve geçmişe dönüp baktığında ise ''Parasız kaldığımız zamanlar çok güzeldi, o tat ve o mutluluk her zaman olmuyor. O günleri yaşamak hiç ayıp şeyler değildi.'' diye anlatıyordu. Bu zorluğa ve yaşam koşullarına rağmen de  asla pes etmediğini şu sözleriyle özetliyordu ''Benim gibi pısırık bir kız, ne olursa olsun hiçbir zaman Gölcük'e geri dönmeyi düşünmedi. Aklımdan dahi geçmedi.''
 


Şarkıcılığa geçmeden önce, fiziği ve güzelliğiyle de podyumlarda fırtınalar estirmiş, dönemin sayılı mankenleri arasında gösterilmiş. O zamandan bu zamana değişmeyen tek şey de Demet Akalın'ın karakteri olmuş. O yıllarda da dobra, sahici, kameralara oynamayan bir star adayıymış. Magazinsel olarak da merak edilen ve halk tarafından sevilen bir isimmiş. Eski magazin programları ve Televole kayıtlarından bunu anlamak mümkün.
  Gel gelelim ki şarkıcılık kariyeri nasıl başladı? Hülya Avşar'ın annesi Emral Avşar'ın elinden tutmasıyla ve Avşar'ın kadrosunda yer vermesiyle gazinolarda sahne almaya başlamış. İlk sahneye çıktığı zaman, sahnedeyken gül veren adamların kafasına gülleri tekrar fırlatan utangaç bir kız. ''Bu ne demek istiyor? Bu gülü neden bana verecek?'' diye. Bir çok şehirde aylarca konsere giden, sahnede kendini yetiştiren Akalın hem mankenliğe devam ediyor hem de ilk albümü ''Sebebim'' i hazırlıyormuş o sıralarda. Albümün çıkış şarkısı ''Sebebim'' Niran Ünsal ve Seda Akay'a ait bir şarkıydı, küt siyah saçlarıyla ve güzelliğiyle de ön plana çıkan Akalın, büyük ön yargılarla karşılaşmış ve bazı köşe yazarları tarafından da sertçe eleştirilmişti. Fakat buna kulak asmayarak albümünde ki ''Asla Affedilmez'' ve ''Sakın Vazgeçme'' şarkılarını kliplendirmiş, podyumda iyi olduğum kadar sahnede de iyiyim imajını yaratmak için gayret etmişti. Bu sıralarda hem konserlere gidiyor hem de mankenliğini devam ettiriyordu demiştim. Fakat müzik kariyeri hızlı başlayan Akalın'ın ikinci projesine kadar upuzun 4 senelik bir ara vermişti. Şunu da söylemeliyim ki bu dönemim ileri gelen sanatçıları ona ''Sesin çok güzel, sana albüm ben yapacağım, en güzel şarkıları seçeceğim.'' diye de vaatler vermiş.  Şimdiler de ise şu şekilde değerlendiriyor o yılları. ''Zamanında burun kıvıranların, mankenden de şarkıcı mı olurmuş diye eleştirdikleri kadının yerine şimdi gıpta ile bakıyorlar. Mankenliği dezavantaj olarak görmedim, her zaman onu avantaja çevirmeye gayret ettim.''



İşte köşe yazarlarının ve magazincilerin ''2000 Yılının En İyi Yaz Şarkıları'' arasında gösterdiği ''Senin Anan Güzel Mi?'' adlı ikinci projesini yayınlar. Hem şarkı hem de klibiyle yılın en iyileri arasına girmeyi başarır. Hatta bu başarı, Demet Akalın'ı şarkıcılığa daha da çok yönelmesine sebep olur. Doğudan, batıdan Türkiye'nin bir çok yerinden konser teklifleri gelmeye başlar.
Hatta bir köşe yazarı o yıllarda Demet Akalın'ın Flamingo adlı mekanda sahnesi için şunları kaleme alır. ''Repertuvarı ve kıyafetiyle oldukça göz dolduruyor, insanları eğlendiriyor ve sahneye çok hakim. İçerde ki sigara kokusunu da güzel parfümünü sıkarak yok etmesi gözümden kaçmadı.''

Gazete arşivini karıştırdığımızda 2000'li yılların başlarında bir gün Arto, Club 17 sahnesinde Demet Akalın'ı sahneye davet ediyor. Peki Demet ne söylüyor? Whitney Houstan'dan ''I Will Always Love You'' Şaşırdım tabi ki. Siz şaşırmadınız mı? Bundan sonuçla Demet Akalın yabancı şarkılarda seslendiriyormuş zamanında. Sahnesiyle ön plana çıktığını söylemiştim ya, bunu o zaman Maksim Gazinosu'nun sahipleri de diyormuş. Çünkü Maksim Gazino'su üç kez açılıp kapanmasına rağmen son açılışında tercih edilen sayılı isimler arasında Demet Akalın'a yer verilmiş.




İşte 2003 Yılında çıkardığı ''Unuttum'' albümüyle bir daha uzun bir ara vermemek üzere müzik dünyasına sağlam bir giriş yapıyor.
Yapımcılığını Hakan Peker'in üstlendiği albümün çıkış şarkısının söz ve müziği Nalan'a ait. Nalan,  o dönemde bir gazeteye verdiği röportajda şunları söylüyor : ''Benim hayatımda her şey para değil herkese şarkı vermem, Demet Akalın'a verdim çünkü onun en büyük farkı, şarkıyı diğerlerinden çok daha güzel söyledi ve taşıdı.''  Nalan'ın bu deyimiyle de Demet Akalın'ın yorumcu kimliğinin de başarılı olduğunu herkese zamanında kanıtlamış oluyor.

Akalın, ''Unuttum'' albümü için ne kadar ''Tembelliğime denk geldi albümle ilgilenemedim, promosyonunu yapmadım.'' dese de Albümde ki ''Gazete'' şarkısının klibi yılın en seksi klipleri arasında gösterilmiş ve ''Allah'ından Bul'' şarkısıyla ise bir çok dinleyicinin derdine ortak olmuştur. Unutmadan söylemeliyim ki gazete arşivinde iddialara göre Akalın, her zaman sabırsız ve disiplinliymiş. ''Unuttum'' klibinin yönetmenine montajı yapmadan Amerika'ya gittiği içinde çok kızmış, kıyametleri koparmış.



Tabi o sıralarda konserden konsere koşturan Demet, artık büyük bir albümle geliyor, repertuvarını kendi hazırladığı, Serdar Ortaç'tan Yıldız Tilbe'ye çok değerli isimleri buluşturduğu bir albümle hem de! Ama gel gör ki, kapı kapı gezdiği müzik şirketlerinden geri çevrilmiş. Kimisi randevu saatine uymamış, kimisi daha zamanın var demiş. Öyle ya da böyle güzelim albümü Bülent Seyhan kabul etmiş ve ''Banane'' albümü Seyhan Müzik etiketiyle çıkmış. ''Bittim'' le başlayan başarı grafiği ''Banane'' ve ''Aşkın Açamadığı Kapı'' ile hiç düşmeyerek tam tersi yükselerek devam etti. Listelerde haftalarca zirvede kaldı ve Demet Akalın'a ön yargıyla yaklaşan kesimlerden şöyle mailler gelir. ''Bir gün Demet Akalın CD'si alacağımız aklımızın ucundan geçmezdi.'
Herhalde başarıya doğru koşan bir sanatçı için kamçılayıcı bir durumdur bu mailler. Albümde ki ''Bir Anda Sevmiştim'' , ''Vuracak'' ta ön plana çıkan şarkılar olmuştur.
Aslında o zamandan Demet Akalın portföyü belli olmuştu. ''Çok klip çekmek, 1 tane A1 şarkı yerine albümün tamamını A1 şarkılarla doldurmak''
Artık Türkiye'nin en iyi kadın popçuları arasındaydı ve kendisi de bir daha ki albümle birlikte ilk 3'ü hedefliyordu. Azim ve hırs o noktada yerini buldu işte! O sene Türkiye'nin en prestijli müzik ödül gecesinde ''Aşkın Açamadığı Kapı'' şarkısıyla ''Yılın Şarkısı'' ödülünü aldı. Ödülünü alırken de şu cümlelerini ekledi ''Çok bekledim, çok güzel işler yaptım, bana ne kadar inanmasa da Bülent Seyhan'a teşekkür ediyorum.''



   Aslında bu cümleleriyle, müzik dünyasında ki bir çok insana ışık tutmuş olmuş ve kendisine inanmayanlara da en büyük cevabı vermişti. ''Aşkın Açamadığı Kapı'' şarkısının başarısı yurtdışına taşmış, bir çok ülkede radyolarda çalarken, Yunanistan'da Helena isimli popçu da aynı şarkıyı seslendirmiştir.
O sene de hatırlarsanız en çarpıcı röportajını Şafak Karaman'a vermişti. Çok doğru sözler söylüyordu ''Beni, benden sonra gelen manken şarkıcılarla kıyaslamasınlar, benim gibi olmaları için 40 fırın ekmek yemeleri gerek.'' çünkü haklıydı. Neden mi? Mankenlerin hepsi ''Demet yaptı başardı, biz neden yapmıyoruz?'' diyerek albüm çıkarttılar ve hepsi de sonunda pes etmek zorunda kaldı. Eee bir Demet Akalın olmak artık onlar için çok zordu. Hürriyet Gazetesi'nde Demet Akalın'ın artık sanatçı kimliği konuşuluyor, hatta başlıklar  ''Demet Şarkıcı Olmasaydı Gazeteci Olacaktı'' gibi atılıyor, altına da ''Şaka değil, Demet Akalın hakikaten çok çalışıyor. Yurtiçi ve yurtdışı ekstralarda tercih ediliyor. Albümleri satıyor, şarkıları listelerde tırmanıyor.'' yazıları yazılıyordu.



 Türk pop müziğinde ''Demet Akalın Devri'' hiç bitmemek üzere 2006 Yılının Haziran ayında ''Kusursuz 19'' albümüyle  açılıyor. Çıkış şarkısı, sözü ve müziği Ersay Üner'e ait ''Afedersin'' şarkısıyla haftalarca zirvede kalıyor, o sıralarda şu açıklamaları yapıyor ''Hazır diğer popçular bu kadar kan kaybetmişken, ben yeni albümümle müzik piyasasında yer alacağım.'' diyor ve dediği de doğru çıkıyor. Albümde ki ''Herkes Hak Ettiği Gibi Yaşıyor'' ''Mantık Evliliği'' ''Seven Kızın Romanı'' şarkıları ön plana çıkıyor ve 2006 yılında 147.000 fiziki satış ile MÜYAP'tan Altın Sertifikanın sahibi oluyor. Demet Akalın artık daha güçlü bir hal alıyor. Bu durumda aynı şirkette bulunduğu sanatçıları da oldukça rahatsız ediyor. Hatta Ajda Pekkan'da Cenk Eren'e şu sözleri söylemiş.: ''6 Saat albümünü dinledim, bu kız ne yapıyor da gençleri peşinden koşturuyor?'' diyerek de Demet Akalın'ın başarısına karşılık Super Starımız şaşkınlığını saklayamamış. Tabi bu sıralarda atılan başlıklar ''Demet Gençleri Büyüledi'' ''Demet'in Konser Rekoru'' adlı başlıklardı hatta, ''Daha çok sevilmek, daha çok alkış almak'' felsefesini ilke edinen Akalın, Bolu'da verdiği bir yaz konserinde seyircileri daha yakın tarafa aldırıp, halkın protokolün önüne geçmesi ilçe de ki Kaymakam Beyi ve eşinin alanı terk etmesine sebebiyet vermiş, halk daha da coşmuş daha da eğlenmişti Akalın kıyağıyla.




2006 Yılında bir ilke imza atmış dünya starlarının sahne aldığı Londra Alexander Palas'ta sahne alan ilk Türk sanatçı olmuştur. Günay Restoran'ın en popüler olduğu zamanlarda Huysuz Virjin'le sezon finali gecesi yapmıştır. Bu kadar anlattığım şeyden de anlayacağınız o ki Kral Tv Müzik Ödülleri'nde ''Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı'' ve ''Yılın Şarkısı'' ödüllerini ''Afedersin'' şarkısıyla topluyor. Kullandığı cümle de ''Annemin ak sütü, hak sütü olarak helalinden aldığımı düşünüyorum.'' oluyor.  Başka kategorilerde ne torpiller, ne prodüktör destekleri, ne sevgili destekleri olsa da Demet Akalın'ın kendi çabalarıyla, emekleriyle bu ödülü alması bu cümleyi söylemesini gerektiriyordu. Konserden konsere koştururken, bir çok programda ''başarının sırrı ne?'' diye sorulurken de polemikler ve savaşlar başlamıştı, neden polemiklerin içinde varsınız diye sorulunca da Akalın şunları söylemiş ; ''Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Ama ne zaman benim emeğime, tırnaklarımla kazıyarak yaptığım kariyerime, gururuma laf söylenirse aslan olurum. O noktada deliririm.''





O kadar başarılı bir yıl geçirmişti ki, büyük riski olmasına rağmen sevenlerine hediye olarak Sözü ve müziği Ersay Üner'e ait "Tatil" adlı şarkısını single olarak yayınladı. Sezonluk bir iş olduğunu kendi ağzıyla söyleyen Akalın'a büyük tepkiler geliyordu. ''Bu kadar iyi şarkıdan sonra bu ne?'' diye fakat "Tatil" o yılın en çok satan single oldu, tek şarkılık bir proje olmasına rağmen albüm yapan isimleri geride bırakarak Kral Tv Müzik Ödülleri'nde "En Iyi Pop Kadın Sanatçısı" ödülünü aldı. Tabi bir durumdan da muzdaripti. "3 senedir ben ödül alırken, salon bomboş oluyor." diyordu. Dikkat edilecek nokta da 2000'li yıllarda pek rastlanamayan bir durum 3 sene ard arda aynı kategoride ödül almak. Gazetede ki haberlere 2007 yılında baktığımızda ise  "Yazı En Kazançlı Getiren Sanatçı" , "Festivallerin Vazgeçilmez Ismi Demet" başlıkları yer alıyordu. Meşhur "Bakkal Müziği" polemiğine ortak edilmiş, müzikte ikiye bölünmüş, haftalarca gündemden düşmemişti.
   Giderli şarkı kalıbı artık Demet Akalın'a üstüne oturmuş. Hatta böyle de bir akımın öncüsü olmuştu. Bir çok sanatçının, kendi ekibiyle çalışmak istemesini de şu şekilde değerlendiriyordu. "Ersay'ı her gün arayan sanatçılar var, Demet Akalın'a yaptığın şarkılardan istiyoruz diye. Ama olmayınca olmuyor, bizim yakaladığımız enerji çok farklı. Başkasında tutmuyor." diye de göz dağı veriyordu.




2008 Yılının Mart ayında o yıllarda fanları ona "Disko kraliçesi" dediği için ve disko kızı imajıyla "Dans Et" albümünü yayınladı. O sıralarda Gülben Ergen'le aynı şirkette, aynı zamanda albüm çıkarttıkları, aynı gecede lansman partisi yaptıkları için karşı karşıya getirilmiş fakat bu yarışın galibi açık ara farkla Demet Akalın olmuştu. O sıralar "Mucize" "Bebek" şarkılarının başarılarından dolayı, bir çok sanatçı rahatsız olmuş hatta röportajlarında "10 sene sonra Demet Akalın'ı kimse dinlemeyecek, kalıcı değil." diye de demeçler vermişti. Fakat onlar için acı gerçek şu ki hala dinliyoruz, izliyoruz. Onlar nerede, hiçbirinden haberimiz yok :)
       "Dans Et" albümü, 128.000 satarak en çok satılan albümler arasına girmiş "Mucize" Bilboard Müzik listelerinde haftalarca zirvede kalmış, "Bebek" şarkısı ise 2008 Yılının en çok dinlenen 3.şarkısı seçilmişti. İlk büyük konserini 2008 Ağustos ayında, Rumeli Hisarı'nda vermişti. Sahneden önce ise mikrofonlara şunları demişti : "Benim hayallerimden biri burada sahne almaktı ve hayalim gerçek oldu. Siz de buraya gelerek bana tek taş almış kadar oldunuz." diyerek cümlelerini bitirmişti, tek taş merakı o zamandan beri varmış yani :) Şuanda Türkiye'de en büyük tek taş takan kadınların başında geliyor.



O zamanlardan bu zamana gelende bir modayı size açıklıyorum. Prodüktörler ve menajerlerin piyasaya yeni girecek isimlere verdikleri akıl ''Demet Akalın'a sallarsan, polemik yaratırsan, meşhur olursun.'' sözüydü. Her yeni çıkan, her yeni albüm yapmış şarkıcıların ağzında ki tek isim Demet Akalın'dı. Magazin dünyasının o yıllarda, müzik camiasında yaşanan polemiklerden başka şeylere ayıracak vakti kalmamıştı adeta.




 2009 Yılının yazında da bizi bir ''Toz Pembe'' sürprizi bekliyordu. Çıkmadan aylar önce de şöyle sinyaller veriyordu. ''İyi şarkı kokusu aldığımı herkes bilir. Yine dillerden düşmeyen şarkılar seçtim. Bir yandan da yeni klibimi çekeceğim. Önümüzdeki günlerde kamera karşısında olacağım.”'' şeklinde sözlerini devam ettiriyor. Artık bu dönemden sonra da sloganlar ''Yaz Sezonunu Demet Akalın Açar'' şeklinde hal alıyor. 2008 - 2009 arasında iyi popçular olarak Demet Akalın ve Serdar Ortaç gösteriliyordu, tüm magazin sitelerinde yapılan anketlerde başı iki popçu çekiyordu.
Demet Akalın'ı eleştirme modası geçmiş, artık her yeni albüm yapan ya da sabah magazin programlarına katılanların yeni taktiği ise ''Demet Akalın önümü kesti, bana engel oldu.'' sözleriydi, sonradan tabi parende atılıyordu :)
2009 Senesinde Beşiktaş için İnönü Stadyumunda binlerce seyirciyi şarkılarıyla coşturmuş, çocuklar yararına olan bir çok sosyal sorumluluk projelerinde de yer almıştı. Artık onun için Kraliçe lakabı her alanda söyleniyordu. O yıl üniversite festivallerine ve tüm partilerin mitinglerinde en çok sahne alan sanatçıydı kendisi.





2010 Yılında ise çok konuşulacak albümü ''Zirve 2010'' çıkmadan önce albüm fotoğraflarıyla magazin manşetlerini süslemiş, büyük şovlarla hazırlandığı ilk konserini Maslak'ta Refresh The Venue adlı mekanda vermişti. Konsere başlarken introda Demet Akalın şunları söylüyordu. ''Sana zirveden sesleniyorum, hazır mısın yanıma gelmeye?  Yine yaptım yapacağımı göreceksin, yine benden vazgeçemeyeceksin.'' Gerçekten de ondan bu albümde yine vazgeçemediğimizi kanıtladı.
''Tecrübe'' yle başlayan başarılı serüven, ''Çanta'' ''Evli Mutlu Çocuklu'' ''Bozuyorum Yeminimi'' ''Olacak Olacak'' ile devam etmişti. Bir ilki gerçekleştirmiş Fatman Scoop ile ''Umutsuz Vaka'' şarkısı için kamera karşısına geçti. O sene en çok satılan albümler arasında yer alırken, klipsiz kalan ''Allah'ın Emri'' ve ''Dur'' unutulmayacak slov şarkılar arasında yerini almıştı.
Albümün başarısından ötürü 2010 Ağustos ayında ilk kez Harbiye Açık Hava sahnesinde Demet Akalın yer aldı. Giydiği kıyafetlerle, repertuvarı ve alanın dolu olmasıyla da tüm köşe yazarlarından o dönemde tam puan almıştı. Genç yeteneklere destek vermeyi de ihmal etmeyen Akalın, Murat Dalkılıç'ı sahnesine çıkartmıştı. Şenay Düdek'in Hürriyet Gazetesi köşesinde konser haftası kaleme aldığı yazı ''Allah yürü ya kulum dedi'' ona. Bence bu zamana kadar hiç şımarmadı.  İlk zamanlarda da ürkek, terbiyeli, çekingen bir genç kızdı. İyi kalbiyle hak ettiği yere geldi. Belki Türkiye'nin en iyi seslerinden değil ama sahnede devleşiyor. Son albümü ''Zirve'' ile yine zirveye oturdu. ''  diye devam eden bir yazı yazmıştı.




Müzik kariyerine ve özel hayatına dair çarpıcı açıklamalarda bulunan Akalın'ın bazı sözleri çok dikkatimi çekti. İşte bu yüzden seviyorum, asla ekran önünde oynamaması ve direk doğruyu söylemesi. Kendinizi güzel buluyor musunuz sorusuna neler demiş bakalım? ''Makyajsız ve kirpiksiz bir hiçim. Bazen dünyanın en güzel kadını gibi hissediyorum bazen de ''Aman surata'' bak diyorum. Hiçbir zamanda muhteşem güzelliğim var demedim''
   
Bunlar olurken de 2010'un son ayında Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahne aldı. Bokscularla özel bir konseptle sahneye çıkan Akalın, konser öncesi Rihanna konserine gittiğini belirtiyordu. Ve her zaman iddialı söylemlerinden birini de o anda söylüyordu ''Rihanna dediğiniz kız bu muydu? Benim şovlarım daha iyi.''. Bu arada şunu söylemek istiyorum, o sene Kim Kardashian daha yokken, kimse tanımazken Türkiye'de ilk reality şovu Demet Akalın yaptı Türk televizyonlarında bir ilke imza atmış oldu.

2010'u bitiremiyorum, o kadar başarılı bir yılmış ki hala anlatacaklarım var size. Demet Akalın, ’Tecrübe’ isimli şarkısıyla Avrupa’nın En İyi Dans Müziği Yarışması’nda tek Türk aday olarak yer alması bazı müzisyenleri o kadar sinirlendirmiş ve hazımsızlık yaratmış ki, sosyal medyadan ateş püskürmüşler. '' Sönmeye hazır balonsun, mütevazi ol.'' diye cümleler kullanmışlar. Bu balon yıllardır sönmüyor nedense, başarılı insanları ayakta alkışlamak kanımızda yok sanırım. Sizce?
     Bu zamana kadar ki barlarda sahne alıyor, sıkıyorsa halk konserlerini biletli doldursun diyenlere en büyük cevabı Harbiye ve Bostancı konserleriyle kanıtlayarak 2010 senesini layıkıyla kapatıyor.




2011 Yılının yaz aylarında en çok konser veren isimler arasında ismini yazdıracak popçu, yaz başında 6 şarkılık maxi single ''Aşk'' ı yayınlıyor. Bir kez daha anlıyoruz ki, mutlu aşk şarkıları Demet Akalın'a yakışmıyor nedense ona konduramıyoruz. Matbaasından, stüdyoda ki aşamalara kadar her noktaya karışan Akalın, bu albümde de ''Aşk'' şarkısından bir kısımı çıkarttırmış, nakarata müdahale etmişti. Albümde ki ''Sabıka'' şarkısı ön plana çıkıp, Müjdat Küpşi yönetmenliğinde çekilen klip çok konuşulmuştu. Maxi single olmasına rağmen, bir albüm tirajı kadar da satış elde etmişti o sene. 2010 yılı için düzenlenen bir müzik ödül gecesinde haksızlık yapıldığını, kimseden korkmayarak büyük bir cesaretle söylemiş, kısa süre kliplerini o müzik kanalından geri çekmişti. Bundan güç alan Serdar Ortaç devamında Hülya Avşar da bu duruma sessiz kalmamıştı. Haklı olduğunu düşündüğü zamanlar asla susmuyor, tepkisini her anlamda ortaya koyuyordu. Sürekli ekranlarda olmasından, röportaj vermesinden rahatsızlık duymadığını şu şekilde açıklıyordu: ''Hiç öyle matematiksel hesaplara girmem, yok albüm öncesi konuşmam yok yüzüm eskir gibi saçmalıklara inanmıyorum. Her yerde olmayı seviyorum.''



    Formula Yarışlarında İstiklal Marşını seslendirmiş, Hadise'yle tüm magazin sitelerinde ve sosyal ağlarda kıyaslanmış Demet Akalın'ın seslendirmesi daha çok beğenilmişti.
    2011 sonlarında hayatının en büyük aşkını, İstanbul'da bir gece kulübünde sahnesini en önde izlemeye gelen adamı yani Okan Kurt'u buluyor. O gün de Star Tv kameralarına sahne öncesi Akalın ''Niyeyse hiç heyecanlanmazdım, bugün çok heyecanlıyım. Bugün içimden geldiği gibi söyleyeceğim, gerçek Demet Akalın'ı görecekler.'' diyordu. O kadar hisleri kuvvetliydi ki, karşısına da hayatını paylaşacağı adam rast geliyordu o gece, heyecan boş yere değildi yani.



        2012 Yılında kendi albümünden önce Erdem Kınay'ın albümünde yer almış, ''Rota'' şarkısıyla 2 hafta 1.numara da kalmayı başarmıştır, ardından Orhan Gencebay'la Bir Ömür albümünde ''Farkında Mısın?'' şarkısını Yıldız Tilbe tavsiyesiyle seslendirmiş ve albümde en çok dinlenen ilk 5 şarkı arasında yerini almıştır. Sosyal medyayı çok aktif kullanan ve fanlarını çok önemseyen Akalın yeni albümüne isim ararken Twitter'da söylenen ''Giderli Kraliçe'' ''Giderli Şarkılar'' söylemlerini dikkate alarak Kasım ayında çıkan albümünün adı ''Giderli 16'' olmuştur. Bu albümde yıllar sonra bir ilke imza atmış, slow bir şarkı ''Yılan'' la çıkış yapmıştı. Albüm öncesi teaser yayınlandığında bazı taraflar ''Bu sefer olmadı, bu sefer düşecek, bu sefer yere çakılacak.'' diye algı yaratmaya çalışırlarken ''Giderli Şarkılar'' ve ''Türkan'' 2012 Yılında en çok dinlenen şarkılar arasında yerini aldı. Albüm başarılı giderken, Star Tv'de yayınlanan Popstar Alaturka yarışmasının jüri koltuğunda oturdu. ''Türkan'' şarkısı yılın şarkısı olmuş, klibi ise yılın en iyi klipleri arasında gösterilmişti.
 O sıralarda besteci dostlarına, albümünün başarılı olmasından dolayı hediye almasını şu şekilde açıklıyordu. ''Ben bu kadar para kazanıyorsam, Demet Akalın olmamda müzisyen arkadaşlarımın da emeği varsa; tabi ki onları mutlu edeceğim.''





    Türkiye'de hatırı sayılır fan kitlesine sahip sanatçıların başında gelen Akalın, neden bu kadar seviliyorsunuz sorusuna ise ''Yıldız Tilbe kadar olmasam da ben de epey arıza bir kadınım. Hayranlarım benim bu arıza yönümü seviyor.'' diyordu.
    2012 Yılı onun yılıydı, Altın Kelebek Ödülü ve ilk Türkiye Müzik Ödülleri'nde Yılın Şarkısı ödülünü ''Türkan'' şarkısıyla almıştı. Hatta bu başarısına karşılık rakiplerine Twitter'dan göz dağı vermeyi unutmuyordu : ''Hülya Avşar'ın sözüyle devam edelim; "Şampiyon belli, ikinci kim?" Aaa o da ne; ikinci de benmişim!"
       Albüm başarısının keyfini süren Akalın, Türkiye'de pek yapılmayan hatta hiç duymadığımız bir şeyi yaparak tüm ekibini ve ekibinin ailesiyle 50 kişi hep birlikte Avrupa'ya tatile gittiler. Demet Akalın'ın bu huyunu da örnek almak gerek, ailesini hatta tüm sülalesine maddi manevi destek, hepsiyle sürekli görüşüyor ve ekibini de düşünen, sürekli jestler yapan bir sanatçı.
        

   2013'e girdiğimizde Şubat ayının ilk haftası, büyük bütçeli hologram şov içeren Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahne aldı. İlk açılışta şovunu ''Giderli Şarkılar'' la yapan Akalın'ın yaptığı şov haftalarca konuşuldu, kimileri çok beğendi kimileri ise eleştirdi. Konser öncesi ise bu kadar başarılı olmasının sırrı ne diye sorulunca yıllardır söylediği şeyleri tekrarlıyordu : ''"Farkındaysanız 10 senedir aynı şeyi söylüyorsunuz. 'Bunu geçebilecek misiniz, şunu geçebilecek misiniz?' diyorsunuz. Sırrım olmadığı için böyle. Sırrı olsa zaten... Ben bir besteciye, hem de çok mühim isimlere gittiğim zaman. 'Al bunu içecek kampanyası alırsın. Al bunu deterjan alırsın, al bunu benzin reklamı alırsın' dediklerinde, 'Hadi bana iyi günler' deyip, uzaklaşıyorum. O matematiğe girmediğim için samimi olduğum için böyle oluyor."
     
  Bunu da söylemeden geçmek istemiyorum, içimde kalır yoksa :) Melis Alphan adlı moda yazarı, 2010 - 2011 Yıllarından itibaren Demet Akalın'a takmış, her giydiğini eleştirmiş ve yerden yere vurmuş 2013 yılı itibariyle de eleştirilerinin şiddetini de fazlasıyla artırmış. Bana göre de, şık giyinmek ya da herkesten takdir görmek kişinin bir tarzının olduğunu göstermez. Demet Akalın'da giyim konusunda çok şahsına münhasır,  tarz olarak kusura bakmasınlar ama bir ikon olduğunu düşünüyorum. Türkiye'ye modacılardan önce yurtdışında ki akımları o getiriyor, gazetelerde görüyoruz. Yıldız Tilbe'de şık giyinmiyor ama bir tarzı var.




    Konu dağılmasın diyorum ve ''Yıkıl Karşımdan'' , ''Kalbindeki İmza'' , ''Sepet'' ile de 2013'te başarıları ve konserleri devam ederken, mucize haber geliyor Demet Akalın hamile olduğunun müjdesini veriyor. Güzeller güzeli, tatlı mı tatlı Hira, Şubat 2014'te annesinin kucağında olacaktı. Tüm Türkiye, Demet Akalın adına o kadar sevinmişti ki 7'den 70'e sevenleri artık ''Oh be! Sonunda.'' demişti. Çünkü o ailemizin kızıydı. Hamileyken de konserlere ara vermeyeceğini böyle duyurmuştu. "İddialıyım dokuz ay çalışacağım, sahnedeyim."
   Hamileliği ilerlerken Harbiye Açık Hava'da sahne aldı, o yağmurlu günde. Fanları ile ''Felaket'' şarkısında aynı sahneyi paylaşan Akalın, güzel bir anı bırakmıştı sevenlerine.  Hamilelik dönemimde en son konserini yılbaşında İstanbul'da verdi ve bu arada ara vermeden de albüm hazırlığında, çalışmalarını devam ettiriyordu.


2014 yılının Şubat ayında dünyaya gelen Hira'dan sonra, sıkı bir diyet ve disiplinli müzik çalışmalarını sürdüren Akalın, ''Rekor'' adlı albümünü 23 Nisan 2014'te yayınladı. 89.000 fiziki satış yakaladığı albümde ''İlahi Adalet'' ''Rekor'' ''Koltuk'' listelerde ön plana çıkmış, NetD Youtube Kanalı'nda o sene en çok izlenen klipler arasında yerlerini almışlardı.
   Albümünün konserleri devam ederken Bostancı Gösteri Merkezi'nde büyük halk konserini vermeyi de ihmal etmedi. Kızının sağlık problemleriyle ilgilenirken de güçlü ve dik durarak her şeye yetişmeye gayret etti.
Demet Akalın sahnelerine çok para harcayan, seyircilere güzel anlar yaşatmak için elinden geleni yapan biri. Kimsenin konsantresini bozmasını istemez, bunu da çekinmeden dile getirir. Yeri geldiğinde Zonguldak'ta sahne önünde ki sevgililerin kavga etmesine dikkat çeken, yeri geldiğinde Mersin'de sahne de şarkı söylerken, bir bardağın kırılıp garsonların masa aralarında dikkat dağıtmasına sinirlenen bir isim. İşine saygı gösterdiği için, çalıştığı insanların, mekanda ki işletme ekibinin ve gelen seyircilerinde saygılı olmasını istiyor. Sahneye geç çıkan dansçılara kızan, albümlerde aranjörler şarkıları zamanında teslim etmeyince çıldıran bir sanatçı.
Hayata dair fikirlerinden biri de şöyle. ''Kimsenin beni beklemeye hakkı yok, benimde başkalarını beklemeye. Herkes işini yapacak, sorumluluk sahibi ve disiplinli olacak.'' tır.





2015 Yılının ilk aylarında DMC'ye transfer olan Demet Akalın'ı büyük bir sınav bekliyordu. Bir çok büyük isimin olduğu şirkette, ilk albümüyle neler yaşayacaktı merak konusuydu? Albümden önce Sinan Akçıl, Emrah Karaduman'ın projelerinde yer almıştı. Haziran ayında çıkacak albümü ''Pırlanta'' için herkes geri sayıma girmiş ve heyecanlanıyordu. Bu sıralarda albüm çıkmadan önce turne hazırlığı yapan Akalın için gazetelerde başlıklar ise ''Şimdiden Boş Günü Yok'' tu. ''Pırlanta'' albümü sonunda çıkmıştı, albümde ''Ders Olsun'' ''Gölge'' ''Çalkala'' listelerde kendini belli ediyordu. 2015'de en çok satan albümler arasında 100.000 barajını geçerek DMC tarafından düzenlenen basın toplantısında ''Altın Plak'' Demet Akalın'a takdim edilmiştir. ''Pırlanta'' nın çıktığı esnada yaz savaşları başlamış, konserlerde rakipleriyle karşı karşıya getirilmişti. Albümünün başarısı devam ederken de , Tv8'de yayınlanan Rising Star yarışmasının jüri koltuğunu da oturmuş, haftalarca giydiği kıyafetlerle konuşulmuştu.




O yaz en popüler dergilerin kapaklarında yer almış, iddialı açıklamalarda bulunmuştu. Yaz sonunda polemikler devam ederken de rakiplerine şunları demişti. ''Büyük bir pasta var, ben kremalı kısmını yiyorsam neden kremalı yiyorsun ver bana diyorsun? Zaten o pastanın büyük kısmını hatta tamamını biz yiyoruz 2-3 kişi, sende fıstıklı kısmını yiyorsun''  diyor ve benim de duygulandığım cümleleri şu şekilde devam ettiriyordu. ''İşin ekmek parasına gelmesi acı, benim çalıştığım insanlara bunu yapmayın ya! Ben her şeyi kaldırabilirim, ben neler gördüm, sana atılan iftiralara sinirleniyorsun, gülüp geçiyorsun ben kaldırırım ama ekibime, çalıştığım dükkanlara bunu yapmayın.''





    Fenomen internet sitelerinde giderli şarkılardan ötürü ''Demet Akalın Felsefesi'' başlıklı yazılar yazılıyor, şarkılarının sözlerinin açılımlarını yazılıyor ve terk edilen sevgililere tavsiyeler verilmeye başlanmıştı.  Yazının başında ise Demet Akalın için şunlar deniliyor ;
  ''Ofisin çaycısı Kazım Abi'den Ceo Cem Bey'e kadar herkesin dilinde Demet Akalın şarkıları. Her yaz, plajlarda kum tanelerini titreten şarkılarıyla Akalın, pop sanatçılarımız arasında en nadidelerden en sevilenlerden.''
    Bildiğimiz üzere Demet Akalın'ın özel hayatı ve yaşantısı da çok konuşuluyor. Halkta fazlasıyla merak ediyor. Kimisi ''Allah daha çok versin.'' diye karşılarken kimisi de ''Görgüsüzsün!'' diye tepki gösteriyordu. Peki bu duruma Demet Akalın ne diyordu? ''Ben çok küçük bir yerden geldim ve evet zamanında büyük görgüsüzlükler yaptım. Ama bir anda kim o kadar güzel para kazanmaya başlasa, yapardı. Eleştirilecek değil, örnek alınacak bir hayatım var. Cansel Özzengin'le gecesi 80 liraya çiçek satan iki kızdık biz. Oradan buraya gelen bir yaşantı.'' diyerek açıklamalar yapıyordu. Devamında ise  bu yaşantısı hakkında kulağımıza küpe olacak demeçler veriyordu. ''Bazen hayatta büyük riskler almak gerekiyor. Çünkü onlar insanı büyütüp hayata karşı bir duvar ördürüyor. Arada gerçekten hayal bile edemediğim bir hayatı yaşadığımı fark ediyorum. Ya geçmişte çok büyük bir iyilik yaptım ya da Allah'ın sevgili kuluyum.''




          2016 Yılına da başarılı bir giriş yapan Akalın, müzik kariyerinin 20.Yılına giriyordu. Ocak ayında en çok konuşulan isim olan Akalın, medya da oldukça takip edilen, sosyal medya gücü yüksek, hesaplarını gazete gibi kullanan bir isim. Albümü geçen sene çıkmasına rağmen detaylı ve disiplinli bir çalışmaya girerek  ''Rakipsiz'' albümünün hazırlıklarına başlamıştı. İlk kez çalışacağı isimler de vardı albümde. Albüm gelmeden önce ''Pırlanta'' şarkısı ve konserleriyle gazetelerde 78 konserle ''Yaz Rekoru Demet Akalın'ın'' başlıkları atıldı.


16 şarkılık ''Rakipsiz'' albümü Kasım ayında müzikseverle buluştu. Popun iki devi bir araya geldi Demet Akalın & Gülşen. Çıkış şarkısı ''Hayalet'' ona aitti. Akalın ise şarkıyı ''Hayatımı, beni anlatan şarkı'' diye tabir ediyordu. Güzel bir dostlukta bu şarkıyla başlamıştı, albüm kısa sürede 70.000 barajını geçmiş, tüm radyo listelerinde 2-3 hafta üst üste birinciliği bırakmadı. Şimdi ise ''Ah Ulan Sevda'' ile başarısını devam ettiriyor. 2017'de Yıldız Tilbe'nin projesinde yer alacak, reklam filmiyle ekranlarda olacak. Bir müzik programında jüri üyeliği sinyalini de şimdiden veriyor.
     Sonuca gelirsek, büyük bir hayranlıkla ve gururla bu yazının sonuna geldim. Örnek alınacak, keyifle okuyacak ve bir çok kişiye ilham perisi olacak bir Demet Akalın hikayesi. Zoru başardı, şuanda harika bir kariyeri, mutlu bir evliliği, güzeller güzeli bir kızı, her daima arkasında duran fanları ve bize bıraktığı şarkıları var. Son diyeceğim sözlerde  tek vuracakları nokta ''playback yapıyor, sesi yok'' tu.  2.5 senedir Türkiye'nin en iyi eğlence mekan gruplarından BVS Bünyesinde İstanbul - Bodrum Sahne'de sürekli konserleri oluyor, hem de her hafta en zoru başarıyor. Çünkü İstanbul'da canlı mekanlarda herkes ''Sahne açar mıyım? Açmaz mıyım?'' korkusu yaşarken o her hafta full dolduruyor. ''Ankara'nın Bağları'' da ''Beni Benden Alırsan' da yeni her telden söylüyor.  Türkiye'de gece kulüplerinde playback konserlerin öncüsü de kendisidir


Herkes Demet Akalın sayesinde ekmek yiyor, gece kulüplerinde playback işleri yapanlar size diyorum! Bence, bu da bana göre bir özeleştiri; canlı performansla insanlara ne söylesen de kaldırırlar, dinlerler gazino yıllarından beri gelen bir anlayış bu. Fakat, playback işlerde sanatçıların, belirli bir saatten sonra insanların alkol alıp, modu düştüğü anda gece kulüplerinde sahneye çıkıyorlar.  Orada ya insanlar sana boş boş bakacak ya da seninle birlikte 1 saat boyunca eğlenecek, kuduracak. Eğlenceli ortam yaratmak için zıp zıplamak, konuşmak, sahneye hakim olmak, nabza göre şerbet vermek hiçte kolay değil. Dışardan ''Aman ağzını oynatıyor, ne var ki?'' gibi görünse de öyle değil işte. Eleştirenlere de keşke iş gelse de gidebilseniz sizde o işlere orası da ayrı bir dünya. 
         Demet Akalın'ı ileri ki yıllarda daha çok sevilmesini, daha çok alkışlanmasını, bu hikayeyi nice başarılarla süslemesini diliyorum.
       
  
 

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar